NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

sol ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: sol
Bulunan Sonuç: 56

sol

i. güneş; eski Romalıların güneş tanrısı.

sol

i., kim. koloidal eriyik, koloit.

sol

i., müz. sol noktası, gamda beşinci nota.

sol-fa

f., i. gam notalarını sesle vermek; i. notaların isimleri.

sola

bak. solus.

solace

i., f. teselli, teselli sebebi; f. teselli etmek, kederini hafifletmek.

solan

i. sümsük kuşu, zool. Sulidae.

solar

s. güneşle ilgili; güneşe göre hesaplanan; güneş etkisiyle meydana gelen, şemsi. solar eclipse güneş tutulması, gün tutulması, küsuf. solar month ay. solar plexus anat. güneş sinirağı; k.dili. karın boşluğu. solar spectrum güneş tayfı. solar spots güneşin üzerinde görülen lekeler, solar system astr. güneş sistemi. solar wind güneşten çıkan yüklü zerrelerin cereyanı. solar year şemsi yıl, güneş yılı.

solarium

i. güneş banyosu yapılan etrafı camla çevrili yer, solaryum.

solarize

f. güneş ışığına maruz bırakmak; foto. klişeyi güneş ışığına fazla maruz bırakarak bozmak. solarization i. güneş ışınlarının etkisi; foto. klişeyi güneşe fazla maruz bırakarak bozma.

solatium

i. (çoğ. -tia) tazminat.

sold

bak. sell.

solder

i., f. lehim; yapıştırıcı madde; f. lehimlemek; yapıştırmak. soldering iron havya.

soldier

i., f. asker, nefer, er; karınca yuvasının bekçiliğini yapan iri karınca; f. askerlik yapmak; k.dili. işten kaçınmak, çalışır görünmek, kaytarmak. soldier of fortune bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse. an old soldier eski asker; tecrübeli ve bilgili adam. every inch a soldier sapına kadar asker. tin soldier oyuncak asker. soldierlike s. askere yakışır, askerce. soldierly s. asker gibi, askercesine.

soldiery

i. askerler, asker sınıfı; askerlik.

soldo

i. (çoğ. -di) eski bir İtalyan parası.

sole

i., f. taban, ayak veya ayakkabı tabanı; f. ayakkabıya pençe vurmak. sole leather taban köselesi.

sole

i. dilbalığı, zool. Solea vulgaris.

sole

s. tek, yalnız, biricik, yegâne, başlı başına; huk. evlenmemiş, bekâr. solely z. yalnız, ancak, sadece.

solecism

i. dilbilgisi kurallarının dışına çıkma; deyim hatası; aykırı tutum veya davranış.

solemn

s. ağır başlı, vakur; heybetli; ciddi; kutsal veya aziz tutulan; dinsel, dini törenle yerine getirilen; resmi, kanuna uygun. solemnly z. ciddiyet ve vakarla.

solemnity

i. ağır başlılık, vakar; ciddiyet; kutlama töreni; dini tören; heybet; heybet verici şey; huk. resmiyet.

solemnize

İng. -nise f. resmen icra etmek; resmi ayin yapmak. solemnization i. resmen icra.

solenoid

i., elek. solenoit, sarmal bobin.

soleplate

i., mak. taban levhası.

solfatara

i., jeol. kükürt benzeri gazlar yayan volkan ağzı; püskürme.

solfeggio

i. (çoğ. -gi) müz. solfej.

solicit

f. rica etmek, rica ederek istemek, rica ederek davet etmek; yalvarmak, kışkırtmak, tahrik etmek, teşvik etmek. solicitation i. isteme, talep, rica; davet, tahrik.

solicitor

i. rica eden kimse, aracı; devlet dairesinde hukuk müşaviri; İng. davavekili. Solicitor General başsavcı, müddeiumumi.

solicitous

s. meraklı, endişeli, vesveseli; istekli, arzulu. solicitously z. merakla, endişe ile. solicitousness i. meraklılık, endişelilik.

solicitude

i. merak, kuruntu, vesvese; arzu, iştiyak; endişe konusu olan şey, dert.

solid

s., i. katı; sağlam; som; pek, sıkı, yoğun; kesiksiz; bütün, tam; gerçek; birleşik; üç boyutlu; güvenilir, devamlı, kesintisiz, fasılasız; i. katı madde; üç boyutluluk. solid comfort ciddi ve sürekli rahat. solid food katı yiyecek. solid geometry uzay geometri. solid measure katı cisimlere mahsus ölçü birimi, oylum ölçüleri. a solid hour tam bir saat. a solid man sağlam adam. be solid for ittifakla bir kimsenin tarafını tutmak. solidity i. katılık; metanet, kuvvet, sağlamlık. solidly z. oy birliğiyle, ittifakla; sağlam. solidness i. katılık; sağlamlık.

solid-state

s. transistorlu; radyo tüpü olmayan. solid-state physics katı maddelerle uğraşan fizik dalı.

solidarity

i. dayanışma, tesanüt, birlik.

solidification

i. katılaştırma; mücessem şekil verme.

solidify

f. katılaştırmak, katılaşmak; tahkim etmek, kuvvetlendirmek.

solidus

i. (çoğ. -di) Lat. Bizans İmparatorluğunda altın sikke; taksim işareti.

solifidian

s., i., ilah. halas için yalnız imanın kafi olduğuna inanan (kimse).

soliloquy

i. kendi kendine konuşma. soliloquize f. kendi kendine konuşmak.

solipsism

i, fels. tekbencilik, solipsizm. solipsist i. tekbenci kimse.

solitaire

i. tek taş mücevher; tek başına oynanılan kağıt oyunu.

solitary

s., i. yalnız, münferit; ıssız, tenha; kasvetli; tek, bir; tek başına; i. münzevi kimse. solitary confinement hücre hapsi.

solitude

i. yalnızlık, tek başına olma; ıssız yer, tenha yer.

solleret

i. ortaçağda zırhı tamamlayan esnek çelik ayakkabı.

solmization

i., müz. solfej, solfej yapma.

solo

i. (çoğ.-s,-li) s., f. solo; iskambilde iki veya üç ortağa karşı tek başına oynanan oyun; s., müz. tek ses veya çalgı için, solo; f. tek başına uçak kullanmak (ilk olarak). soloist i. solist.

solomon

i. Hazreti Süleyman. solomonic s. Hazreti Süleyman gibi dirayetli, hikmet sahibi.

solomonsseal

i. mührü Süleyman, bot. Polygonatum.

solon

i., Yu. tar. Atinalı kanun koyucusu Solon; dirayetle, kanun yapan kimse.

solstice

i., astr. gündönümü, gün durumu. summer solstice yaz gündönümü. winter solstice kış gündönümü. solsti'tial s. gündönümüne ait.

soluble

s. eritilebilir, halledilebilir; çözülebilir, halli mümkün. solubility, solubleness i. erime kabiliyeti.

solus

( dişil) sola s., Lat. yalnız (özellikle sahnede yalnız bulunan oyuncu).

solute

i., kim. erir madde.

solution

i. eriyik; erime, hal; mahlul; çare, çözüm; izah, halletme; tıb. bir hastalığın kriz devresi veya nihayeti; huk. borcun tesviyesi; mat. çözüm.

solve

f. halletmek, çözmek, cevabını bulmak; huk. tesviye etmek. solvability i. çözülebilirlik. solvable s. hallolunur, çözülür; erir.

solvent

s., i. bütün borçlarını ödemeye muktedir; eritici; çözücü; i. çözümleyici şey; eritici sıvı. solvency i. bütün borçlarını ödeme iktidarı.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL