NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

her ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: her
Bulunan Sonuç: 61

her

(zam)., (s). dişil onun, ona, onu.

herald

(i)., (f). haberci, müjdeci; protokol görevlisi, teşrifatçı; (f). haber vermek, ilan etmek, teşrifini haber vermek; takdim etmek, huzura çıkarmak. Heralds College (ing). hanedan arma ve neseplerini tespit eden heyet.

heraldic

(s). hanedan armacılığına ait.

heraldry

(i). hanedan armacılığı.

herb

(i). ot; yemeklere tat vermek için kullanılan bitki; şifalı bitki.

herbaceous

(s). ot cinsinden; yeşil yaprağa benzer.

herbage

(i). yeşillik, ot.

herbal

(s). otlara ait, bitkisel. herbalist (i). şifalı bitki satan kimse.

herbarium

(i). (çog iums, ia) kurutulmuş bitki koleksiyonu; böyle bir koleksiyonu saklamaya mahsus oda veya bina.

herbicide

(i).bitkileri öIdüren ilâç.

herbiferous

(s). ot hâsıl eden.

herbivore

(i). otçul hayvan. herbivorous (s). otçul.

herculean

(s). Herkül'e ait; Herkül gibi kuwetli; Herkül'ün yaptıkları gibi çok güç veya tehlikeli.

hercules

(i). Herkül; çok kuwetli adam; (astr). kuzey burçlanndan biri, Herkül.

herd

sonek çoban, sürücü: cowherd, shep herd, goatherd.

herd

(i)., (f). hayvan surüsü, sürü, küme; davar sürüsü; avam, güruh; ayaktakımı; (f). sürü halinde gitmek; sürüye katılmak; sürü haline koymak. herd instinct sürü içgüdüsü. herdsman (i). çoban.

herd

(f). sürüyü gütmek. herder (i). çoban, sıırtmaç.

here

(z). burada; buraya; şimdiki halde, halihazIrda; bu noktada; bu dünyada, bu hayatta. here and there şurada burada; arasıra. Here goes! işte başlıyorum. Here you are. Buyur, al. Ha, geldin mi? işte! Look here. Buraya bak. Baksana. Thats neither here nor there. Bunun konu ile ilgisi yok.

here

ünlem Bana bak. Baksana. Dur. Hazır. Burada.

hereabouts

(z). buralarda.

hereafter

(z). ileride, bundan sonra. the hereafter öbür dünya, ahret.

hereat

(z). bunun üzerine, bundan dolayı.

hereby

(z). bu vesile ile, bundan dolayı.

hereditable

(s). kalıtsal, irsi. hereditabil'ity (i). kalıtsallık, irsi oluş.

hereditament

(i). (huk). miras yoluyla kalabilen mal.

hereditary

(s). miras yoluyla intikal eden; irsi, kalıtsal, soydan geçme. hereditar'ily (z). miras olarak.

heredity

(i). irsiyet, kalıtım, soyaçekim.

herein

(z). bunda, bunun içinde.

hereinafter

(z). gelecekte, istikbalde; aşağıda (resml yazıda).

heresiarch

(i). kabul olunmuş dinsel inançlara aykırı düşüncelere önayak olan kimse.

heresy

(i). dince kabul olunmuş inançlara aykırı düşünce, dalalet; hakim olan felsefi veya siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce.

heretic

(i). kabul olunmuş doktrinlere karşı olan kimse; kendi kilisesinin itikatlarına karşı gelen kimse. heret'ical (s). kabul olunmuş doktrinlere aykırı olan. heret'ically (z). kabul olunmuş doktrinlere aykırı olarak.

heretofore

(z). bundan evvel, şimdiye kadar.

hereunto

(z). bu zamana kadar.

hereupon

(z). bunun üzerine, binaenaleyh.

herewith

(z). bununla; ilişikte.

heritable

(s). miras yoluyla intikali mümkün.

heritage

(i). miras, tereke; (biyol)., (psik). kalıtım.

heritor

(i)., varis, kalıtçı.

hermaphrodite

(i)., (s)., (biyol). hem erkek hem dişi cinsiyet organlan bulunan canlı veya bitki; (s). hünsa, erselik, ikicinslikli. hermaphrodit'ic (s). ikicinslikli, hünsa, erselik. hermaph'roditism (i). iki cinsiyet sahibi oluş, hünsalık.

hermeneuticical

(s). tefsir eden, açıklayan tefsiri. hermeneutics (i). tefsir ilmi; dini kitapları tefsir ilmi.

hermes

(i). (mit). tanrıların habercisi olan ilim ile seyahat ve belagat tanrısı.

hermeticical

(s). hava geçirmez, sımsıkı kapalı; simya ilmine ait, büyüye ait. hermetically (z). hava geçmez bir şekilde (kapalı); simya ilmine göre.

hermherma

(i). üstünde büst olan kısa kolon.

hermit

(i). münzevi kimse, insanlardan uzak yaşamayı arzulayan kimse; pekmezli bir kurabiye. hermit crab başka bir hayvanın kabuğu içinde yaşayan bir çeşit yengeç, (zool). Pagurus. hermit thrush Amerikan ormanlarında bulunan bir ardıçkuşu, (zool). Hylocichla guttata.

hermitage

(i). münzevi adamın hücresi, inziva yeri; zaviye.

hernia

(i). fıtık, kasık yarığı, kavlıç. hernial (s). fıtıklı, fıtığa ait.

hero

(i). (çoğ heroes) kahraman, yiit, bahadır; bir roman veya olay kahramanı; baş karakter; (mit). yarı tanrı kabul edilen çok kuwetli adam. hero worship bir kahramana ilah gibi tapınma, bir kimsenin taparcasına hayranı olma.

heroicical

(s)., (i). kahramanca, cesur; kahramanlar devrine ait; (güz.san). muazzam (heykel veya resim), gerçek boyutlarından çok büyük (cisim); kahramanlardan bahseden (şiir), destansı, epik; (i). kahramanIık şiiri; (çoğ). abartmalı sözler. heroically (z). kahramanca. heroic couplet ingiliz edebiyatında mısraları kendi aralarında kafiyeli beyit, destan beyti.

heroicomicical

(s). kahramanca ve gülünçlü.

heroin

(i). eroin, morfin özü.

heroine

(i). kadın kahraman.

heroism

(i). kahramanlık.

heron

(i). balıkçıl, (zool). Ardeidae. great white heron akbalıkçıl, (zool). Egretta alba. night heron gece balıkçılı, (zool). Nycticorax nycticorax. purple heron erguvani baIıkçıl, (zool). Ardea purpurea. squacco heron alaca balıkçıl, (zool). Ardeola ralloides. heronry (i). balıkçılların yumurtladığı yer.

herpes

(i)., (tıb). kabırcıklar hâsıl eden bir deri iltihabı, uçuk. herpes zoster (tıb). zona. herpet'ic (s). uçuk gibi, uçuğa benzer.

herpetology

(i)., (zool). sürüngenler ilmi. herpetologist (i). sürüngenler uzmanı.

herring

(i). ringa, (zool). Clupea harengus. herringbone stitch (terz). ringa kemiğine benzer dikiş, çapraz dikiş, hıristo teyeli, iğne ardı dikiş. Pontic herring karagöz tirsi, (zool). Clupea pontica.

hers

(zam). onunki (dişil)

herself

(zam). kendisi (dişil). Ask her herself. Bizzat kendisine sorun. by herself kendi başına, kendi kendine. She has hurt herself. Kendini incitti. She is herself again. Kendine geldi. She is not herself. Tabii halinde değil. She said it herself. Bizzat kendisi söyledi.

hertz

(s)., (fiz). elektromanyetik dalga frekans birimi, hertz. hertzian waves (fiz). elektromanyetik dalgalar, radyo dalgaları.

herzegovina

(i). Hersek.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL