NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

dam ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: dam
Bulunan Sonuç: 18

dam

(i)., (f). (-med, -ming) baraj, set, su bendi; (f). baraj yapmak; kapamak. dam in, dam up kapatmak, geri tutmak.

dam

(i). ana hayvan.

damage

(i)., (f). zarar, ziyan, hasar; (k).dili masraf, fiyat; (f). hasar yapmak bozmak, zarar vermek. damages (i)., (huk). tazminat.

damascene

(f). hareli çizgilerle süslemek, kakma iş ile süslemek.

damascus

(i). Şam; Şam çeliği.

damask

(i)., (s)., (f). Şam'da dokunan çiçekli ipek kumaş; damasko (kumaş); Şam çeliği; koyu pembe renk; (s). Şam çeliğinden yapılmış; Şam işi; gül renkli; (f).Şam işi gibi işlemek; damasko ile döşemek; gül rengi vermek.

dame

(i)., (ing). kadınlara verilen şövalyelik ayarında bir asalet unvanı; (eskiden) hanım, hatun, yaşlı kadın; (A.B.D)., argo kadın.

damn

(f)., (i). lanet etmek, takbih etmek; sövmek, Iânet okumak, beddua etmek; (i). Iânet. Damn!, Damn itl, Damn himl Allah belâsını versin. I damning evidence mahkum edici delil. damn with faint praise istemeyerek ve zorla birisini methetmek. damyankee (i)., (aşağ)., (A.B.D). Güney eyaletlerinde Kuzey eyaletlerinden bir kimse. He doesn't give a damn. Ona vız gelir. Aldırmaz. iplemez. I'll be damnedl Hay kör şeytanl Olur şey değill damnable (s). melun, Iânetli.

damnation

(i). Iânet, mahkumiyet, belâ; cehennem mahkumiyeti. Damnationl Lânet olsun.

damnatory

(s). takbih veya lanet if ade eden veya onlara sebebiyet veren.

damned

(s). melun; mahkum; Allahın belâsı. Damned if I know. Bilmem, Biliyorsam kahrolayım damnedest (s)., (i)., (k).dili en lânetli; çok şaşırtıcı; (i). en iyisi, en gayretlisi. He did his damnedest to please them. Onları memnun etmek için elinden geleni yaptı.

damocles

(i). Demokles. sword of Damocles Demokles'in kılıcı, her an tehdit eden bir tehlike.

damon and pythias

birbirine çok sadık iki dost.

damp

(s)., (i)., (f). nemli, rutubetli, yaş; (i). nem, rutubet; kömür ocaklarında hâsıl olan zararlı bir gaz; (f). boğmak, söndürmek; yavaşlatmak, durdurmak; ıslatmak, nemlendirmek. damp down ağır yansın diye ateş üzerine yaş kömür vb'ni dökmek, küllemek; sindirmek. damp off (bahç). bir mantar hastalığı ile çürüyüp dökülmek. dampness (i). rutubet, nem.

dampen

(f). nemlendirmek, az ıslatmak; nemlenmek, ıslanmak; (titreşim) azaltmak.

damper

(i). soba borusu anahtarı, sürgü, kapak; (müz). sindirici, pedal; çalgının sesini kesmeye mahsus bir çeşit yastık; (mak). ses titreşimini veya elektronik sinyalleri azaltan araç.

damsel

(i). genç kız, küçük hanım.

damson

(i). mürdümeriği, (bot). Prunus institia.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL