NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

cat ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: cat
Bulunan Sonuç: 83

cat

kıs. catalogue, catechism.

cat

(i). kedi, (zool). Felis domestica; kedigiller familyasından herhangi bir hayvan; dedikoducu ve kinci kadın; çelik çomak oyunu, bu oyunda kullanılan sopa, büyük yelkenli kotra; yayın balığı; (den). griva palangası; ABD., argo adam, delikanlı. cat-and-dog fight kedi köpekkavgası.cat burgler duvardan tırmanarak içeri giren hırsız. cat nap şekerleme. cat's cradle sicimi parmaklara geçirerek oynanan çocuk oyunu. cat'seye (i). aynülhir, kıymetli bir taş. cat's-foot (i). kedi ayağı, (bot). Antennaria neodioica. cat's meow (argo). caka satan gösterişli kimse. cat's-paw (i). bir işe alet olan kimse; denizde, esen hafif rüzgâr; (den). bir çeşit duğüm. civet cat misk kedisi, (zool). Viverra civetta. Iet the cat out of the bag (k.dili). sırrı açıklamak, baklayı ağzından çıkarmak. rain cats and dogs şiddetli yağmak.

cat-o'-nine-tails

(i). dokuz kamçılı kırbaç.

catabasis

(i). iniş; (tıb). bir hastalığın geçişi.

catabolism

(i)., (biyol). dokularda maddelerin karışımının bozularak daha basit maddeler haline gelmesi, anabolizmin karşıtı.

catachresis

(i). kelime ve deyimleri yanlış kullanma.

cataclysm

(i). dünyanın tamamen yok olması; afet, tufan, dâhiye; (jeol). yeryüzünde değişiklikler meydana getiren fiziksel olay. cataclys'mic, cataclys'mal (s). müthiş; kıyamet günü gibi, felaket cinsinden.

catacomb

(i)., (gen). (çoğ). yeraltında inşa edilmiş koridorları ve odaları olan mezarlık.

catadromous

(s).,(zool). tatlı suda yaşayıp denizde yumurta bırakan balıklara ait.

catafalque

(i). katafalk.

catalepsy

(i)., (tlb). katalepsi, adalelerin donması ile irade ve hissin birdenbire kaybolması hastalığı. catalep'tic (s). katalepsi ile ilgili.

catalog, -logue

(f). katalog yapmak, kataloğunu hazırlamak; bir kitap hakkında bibliyografik veya teknik bilgi vermek; kitabı tanltmak.

catalog, -logue

(i). katalog, alfabe sırasına göre yapılmış eşya listesi. cataloger, catalogist (i). katalog şeklinde düzenleyen kimse.

catalpa

(i). katalpa ağacı, kurt yemez ağacı,(bot). Catalpa.

catalysis

(i)., (kim). kataliz. catalyt'ic (s). katalizle ilgili. catalyst (i). katalizör; başlatan kimse veya şey.

catalyze

(f). katalize etmek, katalizlemek, kolaylaştırmak. catalyzer (i). katalizör.

catamaran

(i)., (den). kütüklerden yapılmış sal; çift tekneli kayık.

catamenia

(i)., (biyol) aybaşı, âdet görme, hayız. catamenial (s). aybaşına ait.

catamite

(i). ibne, oğlan.

catamount, catamountain

(i). kedigiller familyasından jagar gibi bir hayvan.

cataplasm

(i). yakı.

catapult

(i).,(f). mancınık, katapult; (ing). sapan;(f). mancınık ile atmak; sapanla vurmak.

cataract

(i). şelâle, buyük çağlayan, çavlan; (tıb). katarakt, perde, aksu, akbasma.

catarrh

(i)., (tıb). nezle. catarrhal, catarrhous (s). nezleyle ilgili.

catarrhine

(s). ince ve dar burunlu.

catastrophe

(i). afet, felâket; felâketle sonuçlanan olay; tiyatro dönüm noktası; sonuç; (jeol). yeryüzü kabuğunda meydana gelen şiddetli bir değişim.catastroph'ic (s). felâket gibi, felâket meydana getiren.

catatonia

(i), (psik). dış ortamla ilginin kesildiği bir çeşit şizofreni belirtisi.

catbird

(i). Kuzey Amerika'ya mahsus ve kedi miyavlamasına benzer ses çıkaran bir kuş, (zool). Dumetella carolinensis; Avustralya'da bulunan ve kedi miyavlamasına benzer sesler çıkaran bir kuş; (zool). Ailuroedus.

catboat

(i). tek direkli küçük yelkenli.

catcall

(i).,(f). tiyatroda memnuniyetsizlik işareti olarak çalınan ıslık, yuhalama; (f). ıslıklamak, yuhalamak.

catch

(f). (caught) yakalamak, tutmak, ele geçirmek; yetişmek (trene, vapura, uçağa); suçustü yakalamak, basmak; vurmak, inmek; nefesini tutmak; takılmak (elbise, çorap); cezbetmek, çekmek, göz almak; büyülemek, teşhir etmek; yakalanmak; ateş almak, tutuşmak; yayılmak, sirayet etmek, geçmek. catch a glimpse gözüne ilişmek. catch cold üşütmek. catch fire tutuşmak. catch it catechumen (k.dili) azar işitmek. catch on (k.dili) anlamak; tutulmak; moda olmak. catch one's breath soluğunu tutmak; dinlenmek.catch one's eye dikkatini çekmek. catch up ani hareketle yerden almak; tutturmak; yetişmek; hatasını tespit etmek; dalmak.catch up to üstüne almak. catch-as-catch-can(i)., (s). serbest güreş; (s). fırsatları değerlendiren.

catch

(i). tutma, yakalama; kilit dili; av, bir partide yakalanan av veya balık; (k.dili). müstakbel eş olarak düşünülen uygun kişi; parça, bölüm;(k.dili). bityeniği; (müz). şarkının hatırda kalan bir iki mısraı, birkaç kişinin sıra ile söyledikleri şarkı, rondo. catch in the voice sesin bir an için kısılması.

catchall

(i). sepet; çanta; geniş kapsamlı şey.

catcher

(i). yakalayan şey veya kimse; beysbol vurucunun arkasında durup topu tutan oyuncu.

catching

(s). sâri, bulaşıcı; cazibeli, çekici.

catchpenny

(i). fazla satış için yapılan ucuz şey, işporta malı.

catchup

(bak). ketchup.

catchword

(i). slogan; (matb). sözlük veya ansiklopedilerde sayfanın tepesine yazılan ve o sayfadaki ilk veya son kelimeyi gösteren kelime; bir aktörün diğerine ipucu olabilecek son sözü.

catchy

(s). hoş, cazip; hatırda kolay kalan, çabuk ögrenilir; hileli, aldatıcı.

catechetic, catechetical

(s). soru cevap metoduyla öğretme usulüne ait.

catechism

(i). ilmihal; bir kimsenin fikirlerini anlamak için sorulan sorular. catechist (i). ilmihal öğretmeni.

catechize

(f). ilmihal öğretmek; sıkı sıkıya sorguya çekmek. catechizer (i). ilmihal öğretmeni; sorguya çeken kimse.

catechu

(i). sıcak üIke fidanlarından ,çıkarılan ve boya ile eczacıkta kullanılan birkaç çeşit pekiştirici madde; Hint helvası otu,(bot). Acacia catechu.

catechumen

(i). din eğitimi gören kimse, ilmihal öğrencisi.

categorize

(f). sınıflandırmak; vasıflandırmak.

category

(i). kategori, bölüm, sınıf, tabaka, zümre. categor'ical (s). kategorik, kesin, kati. categor'ically (z). kategorik olarak.

catena

(i). (çoğ -nae). birbirlerine zincirleme bağlı olan şeyler, zincirleme seri; özellikle kilise büyüklerinin yazılarından seçilmiş birbirlerine bağlı parçalar.

catenarian, catenary

(i).,(s), (mat). aynı dikey çizgi üstünde olmayan iki noktadan sarkan bir zincir veya kordonun çizdiği eğri; (s). bu eğriyle ilgili.

catenate

(f). zincir gibi birbirine bağlamak, zincirlemek.catena'tion (i). zincir gibi birbirine bağlama .

cater

(f). yiyecek tedarik etmek, yemeklerin hazırlanmasını ve servisini üstüne almak. caterer (i). yiyecek tedarik eden kimse.

cater-cornered

(s).,(z). çapraz; (z). çaprazlama.

cater-cousin

(i)., eski yakrn dost.

cateran

(i). iskoçya dağlık bölgesinde eşkiya.

caterpillar

(i). tırtıl, kurt; çelik zincirle işleyen traktör; (bh). bu traktörlerin bir markası.

caterwaul

(f).,(i). azgınlık zamanlarında kedilerin çıkardığı seslere benzer sesler çıkarmak; bu şekilde bağırmak, haykırmak; kediler gibi kavga etmek; (i). azgın kedi sesi.

catfall

(i), (den). Iengeri grivaya kaldrrmak için kullanılan zincir veya halat.

catfish

(i). yayın balığı, (zool). Silurus.

catgut

(i). kiriş, bağırsaktan yapılan çalgı teli.

catharsis

(i). sanatın hisleri durulaştırmadaki etkisi; psikoanalizde zâhiren iyileşme sağlayan boşalım; gizli kalmış hislerin açrğa vurulmasrnı sağlayan psikoterapi; (tıb). ishal, amel.

cathartic, cathartical

(s).,(i). müshil, bağırsakları temizleyici;(i). müshil ilâcı.

cathay

(i). eski, şiir Çin.

cathead

(i). (den). griva mataforası.

cathedra

(i), (Lat). piskoposun bölgesi dahilindeki en buyük kilisede bulunan kürsüsü; resmi kürsü, profesörlük kursüsü. ex cathedra yetkisine dayanarak.

cathedral

(i)., (s). katedral, piskoposluk kilisesi; büyük kilise; (s). piskoposluk kürsüsüne ait; otoriter; katedral gibi.

catherine wheel

çarkı felek; el yardımı ile yanlamasına atılan takla.

catheter

(i)., (tıb). sonda, akaç.

cathode

(i). katot, negatif elektrot. cathode ray katot şuası.

catholic

(s).,(i). Iiberal, açık fikirli; evrensel, genel, umumi; (bh). Katolik kilisesine bağlı olan; (i).,(bh). Katolik.

catholicism

(i). Katoliklik, Katolik kilisesi.

catholicity

(i). açık fikirlilik, düşünce özgürlüğü; dünyaya yaygın oluş, evrensellik.

catholicize

(f). Katolikleştirmek, Katolikleşmek; evrenselleşmek, evrenselleştirmek.

catholicon

(i). her derde deva olan ilâç.

cation

(i)., (fiz)., (kim). elektroliz usuIünde katotta hâsıl olan madde, pozitif yüklü iyon.

catkin

(i)., (bot). soğüt ağacının çiçeği.

catling

(i). kiriş, bağırsaktan yapılan çalgı teli;(tıb). her iki yüzü keskin uzun bıçak, bisturi, neşter; kedi yavrusu.

catnip

(i). kedinanesi, yaban sümbülü, (bot). Nepeta cataria.

catoptrics

(i). optik ilminin ışınların aynalara vurarak kırılması ile uğraşan dalı.

catsup

(bak). ketchup.

cattail

(i). büyük sukamışı, (bot). Typha latifolia.

cattle

(i)., (çoğ). sığırlar; (asağ). insanlar. cattleman (i). sığır yetiştiren veya güden kimse.

catty

(s). kedi gibi; sinsi, kinci.

catwalk

(i). (eğreti ve asma) iskele.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL