NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

ben ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: ben
Bulunan Sonuç: 47

ben

i., z. banağacı, sorkun ağacı, bot. Moringa aptera; bu ağacm tohumu, bu tohumdan çıkanlan ince yağ; iskoç iç oda; z. içinde.

bench

i., f. sıra, bank; peyke; yargıçlık mevkii ve rütbesi; yargıçlar heyeti; tezgâh; üzerinde hayvanların teşhir edildiği platform; f. sıraya oturtmak; sıralar koymak (bir yere), sıralarla donatmak; spor oyun harici etmek, oyundan çıkartmak. on the bench spor oyun dışı, hariç. bench mark sabit nokta, bir ölçüyü sonradan hatırlayabilmek için kullanllan işaret.

bencher

i., ing., huk. avukatlar barosunun idare meclisi üyesi.

bend

f. kıvlrmak, bükmek, eğmek; yola getirmek (birisini), razı etmek; den. bağlamak; kıvrılmak, bükülmek, edilmek; kuvvetini bir tarafa yöneltmek bend to veya towards aklı yatmak (bir şeye).on bended knee yalvararak, diz çökmüş durumda. bendable s. eğilir, eğrilir, bükülür.

bend

i. kıvtılma, kıvrılış, kıvrım; dirsek; kavis; inhina; dönemeç, viraj; den. bağ, düğüm.

bender

i. kerpeten gibi eğme ve bükme işlerinde kullanılan araç; A.B.D. (argo) içki âlemi; ing, (argo) altı penilik para.

bending

i. eğme, bükme, kıvırma, inhina, meyil. bending claw kıskaç. bending iron eğme demiri. bending machine eğme makinas.

bends

i., çoğ., k.dili the ile dalglçlann su yüzüne fazla süratle çıkmalanndan ileri gelen tehlikeli bir hastalık.

beneath

z., (edat) altına, altında, altta; (edat) aşağıda, -den aşağıda; rütbece altında; yakışık almaz. beneath one's dignity -e yakışmaz, yakışık almaz.

benedicite

i., (ünlem) şükretme;(ünlem) Hamd olsun!

benedick

i. Shakespeare'in Much Ado About Nothing,- adlı oyununda kendine çok güvenip de sonunda evlenen bekâr: yeni evli adam.

benedict

i. uzun bir bekârlık devresinden sonra evlenen adam; yeni evli adam; evli adam.

benedictine

i., s. Benediktin papazları tarikatlnln üyesi; k.h. ilk önceleri Benediktin papazlan tarafından yapılan bir Fransız likörü; s. bu tarikata ait.

benediction

i. takdis, kilise ayinlerinin sonunda okunan takdis duasıı; takdis sonunda hasıl olan bereket, rahmet.

benefaction

i. iyilik, ihsan, hayır, nimet.

benefactor

i. iyilik eden kimse; hayır sahibi; velinimet. benefactress i. hayır sahibi kadır.

benefice

i., ing. maaşlı papazlık makamı; arpalık, tımar. beneficed s. maaşlı makam sahibi olan; arpalık sahibi olan.

beneficence

i. iyilik, hayır, lütuf, ihsan.

beneficent

s. iyilik eden, hayır yapan, lütufkar. beneficently z. iyilik ederek.

beneficial

s. hayırlı; faydalı, yararlı. beneficial association huk. hayır cemiyeti, umumi menfaatlere hizmet eden cemiyet. beneficial enjoyment huk. malik sıfatlyla kendi nam ve hesabına tasarruf. beneficially z. faydalı bir şekilde. beneficialness i. faydalılık.

beneficiary

i., sig. faydalanan kimse, müstefit sahip; maaşlı papazlık makamı veya tımar sahibi.

benefit

i., f. fayda, kar, yarar, menfaat; menfaat için tertiplenen eğlence veya gösteri; hak, imtiyaz, yetki; f. hayır işlemek, iyiliği dokunmak; istifade etmek, yararlanmak. benefit of clergy eskiden ruhban sınıfına tanınan dokunulmazlık imtiyazı.

benelux

i. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg, Benelux Devletleri.

benevolence

i. iyilikseverlik; cömertlik; yardım, sadaka.

benevolent

s. yardımsever, başkalarına iyilik etmek isteyen; kar gayesi gütmeyen.benevolently z. yardımseverlikle.

bengal

i. Bengal. Bengal light işaret vermede kullanılan mavi maytap.

bengasi

i. Bingazi, Libya,nın başkenti.

benighted

s. bilgisiz; gece karanIığına kalmış.

benign

s. iyi kalpli, merhametli, şefkatli; tıb selim (tümör). benignly z. merhametle.

benignant

s. iyi huylu, merhametli, müşfik. benignantly z. müşfik bir sekilde.

benison

i. takdis.

benjamin

i., bot. aselbent..

benjamin

i., K.M. Yakub'un küçük oğlu; israil'de bir kavim; ailenin en küçük oğlu.

bennet

i. karanfil kökü herb bennet karanfil otu, bot. Geum urbanum.

bennies

i., çoğ, (argo) esrar olarak kullanılan amfetamin hapları

bent

s., i. eğri, kıvrık, bukülmüş, kavisli; i. eğim; temayül, meyil. have a bent for istidadı olmak.

bent

i. birkaç çeşit sert çimen.

benthos

i. deniz dibi alemi, deniz dibinde yaşayan bitki veya hayvanlar. benthoscope i. deniz dibi araştlrmalarında kullanılan küre şeklinde motorsuz denizaltı.

benumb

f. uyuşturmak, hissini iptal etmek.

benzedrine

i. amfetamin, burun tıkanıklığını açıcı bir ilaç.

benzene

i., kim. uçma veya yanma kabiliyeti olan renksiz karbonlu hidrojen, benzen.

benzine

i. benzin.

benzoate

i., kim. benzoik asidin tuzu.

benzoic acid

kim. benzoik asit.

benzoin

i., bot. aselbent, aselbent sakızı.

benzol

i., kim. katran tasfiyesinden hasıl olan karbonlu hidrojen, benzol.

benzyl

i., kim. bir hidrokarbon radikali, benzil.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL