NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

İngilizce Yardımcı Fiiller - Modal Verbs

Video süresi: 5:04

 

Bu dersimizde İngilizce yardımcı fiiller  (modals) konusunu göreceğiz.

 

İlk olarak can yardımcı fiilini görelim. Can yardımcı fiili bir işi yapabilmek, becerebilmek anlamına gelen cümlelerde kullanılır. Bu çeşit cümleler, geniş zaman cümlesinde, özne ile fiil arasına can yardımcı fiili koyularak kurulur.

 
I go.         Ben giderim.  (Simple Present Tense) Geniş Zaman 

I can go.

Ben gidebilirim.

You can go. 

Sen gidebilirsin.

He can go.

O gidebilir.

She can go.

O gidebilir.

It can go.

O gidebilir.

We can go.

Biz gidebiliriz.

You can go.

Siz gidebilirsiniz.

They can go.

Onlar gidebilirler. 

 

İngilizce Öğrenirken Bilmeniz Gereken 5 Önemli Nokta


Özelliği: Yardımcı fiil olduğu için olumsuz ve soru yapılırken, Ayrıca bir yardımcı fiil gerekmez. Geniş zaman cümlelerindeki do yardımcı fiilinin işini can yardımcı fiili üstlenir.
 
Can ile not bileşik olarak can’t şeklinde yazılır. 

I can go.

Ben gidebilirim. (Olumlu cümle) 

I can not go.  (I can’t go.)

Ben gidemem.  (Olumsuz cümle)

You can not go. (You can’t go.)

Sen gidemezsin.

He can not go.  (He can’t go.)

O gidemez.

We can not go. (We can’t go.)

Biz gidemeyiz.

You can not go. (You can’t go.)

Siz gidemezsiniz.

They can not go. (They can’t go.)

Onlar gidemezler.

En Çok Kullanılan İngilizce 1000 Kelime ve Cümle
 

Soru şeklinde can yardımcı fiili cümlenin başına gelir. 

I can go.

Ben gidebilirim. (Olumlu cümle) 

Can l go?

Ben gidebilir miyim? (Soru cümlesi)

Can you go?

Sen gidebilir misin?

Can he go?

O gidebilir mi?

Can she go?

O gidebilir mi?

Can we go?

Biz gidebilir miyiz?

Can you go?

Siz gidebilir misiniz?

Can they go?

Onlar gidebilirler mi? 

Olumsuz soru şeklinde ise, şöyle olur, 

Can l not go?  (Can’t l go?)

Ben gidemez miyim?

Can you not go? (Can’t you go?)

Sen gidemez misin?

Can he not go? (Can’t he go?)

O gidemez mi?

Can she not go? (Can’t she go?)

O gidemez mi?

Can we not go? (Can’t we go?)

Biz gidemez miyiz?

Can you not go? (Can’t you go?)

Siz gidemez misin?

Can they not go? (Can’t they go?)

Onlar gidemezler mi?

 


Hatırlatma: Sitemizdeki İngilizce gramer konuları ve öğretici ders videoları Limasollu Naci  İngilizce eğitim setleri  içeriklerinden alınmış bulunmaktadır. 
 

 

Can yardımcı fiili ile örnek cümleler

Ayşe can speak English.
Ayşe İngilizce konuşabilir. 
 

Little children can’t read.
Küçük çocuklar okuyamaz. 
 

We can see the sea from the top of the hill.
Tepenin üzerinden denizi görebiliriz.
 

Can you open the door?
Kapıyı açabilir misin? 
 

I can help my mother on Sundays.
Pazar günleri anneme yardım edebilirim.

You can not buy flowers at butchers.  
Kasaptan, çiçek satın alamazsınız. 

I can show you around if you wish.  
İsterseniz size çevreyi gösterebilirim. 

I can repair your car if you have repair tools.  
Tamir araçlarınız varsa arabanızı tamir edebilirim.  

 

 


 LN İngilizce eğitim setlerimiz hem İngilizce’yi öğrenme garantisi vermekte hem de İngiltere’den sertifika almanızı sağlamaktadır. Detaylı bilgi için tıklayınız.
 

 

I cannot climb a tree.  
Ben ağaca çıkamam. 

My mother cannot cook a cake.  
Annem kek pişiremez. 

Can you dance?  
Dans edebilir misiniz? 

Can you speak English?  
İngilizce konuşabilir misiniz? 

It is so heavy, so I can’t lift it.  
Çok ağır, bu yüzden onu kaldıramam. 

David can cook well when he wants to. 
David istediği zaman çok iyi yemek pişirebilir. 

Richard is only three but he can swim very well. 
Richard sadece üç yaşında ama çok iyi yüzebiliyor. 

I don’t think we can go to the beach because it may rain this afternoon. 
Sahile gidebileceğimizi sanmıyorum çünkü bu öğleden sonra yağmur yağabilir. 

Can you close the door, please? 
Kapıyı kapatabilir misin lütfen? 

Passengers cannot smoke when the plane is taking off. 
Uçak kalkışı sırasında, yolcular sigara içemezler. 

I’ll be at work on Saturday so I’m afraid I can’t come to the football match with you. 
Cumartesi işte olacağım, bu nedenle korkarım seninle futbol maçına gelemeyeceğim. 

He can’t see you right now. He is in surgery. 
Sizi şu anda göremez. O, ameliyatta. 


Can you teach me how to fix my computer? You’re so good at it. 
Bilgisayarımı nasıl onaracağımı bana öğretebilir misiniz? Siz bunda çok iyisiniz. 

We can stay with my brother when we are in Paris. 
Biz, Paristeyken kardeşimde kalabiliriz. 

You can use my car. Thank you, but I can’t drive. 
Benim arabamı kullanabilirsin. Teşekkür ederim, ama araba süremiyorum. 

I’m sorry but I can’t come to your party on Saturday because I’m going away for the weekend. 
Üzgünüm ama Cumartesi partine gelemem, çünkü hafta sonu için uzağa gidiyorum. 

Emily is only five but she can read very well. Her favourite books are adventure stories. 
Emily sadece beş yaşında ama çok iyi okuyabiliyor. En sevdiği kitaplar macera hikayeleri. 

She can speak three languages: Portuguese, Arabic and Italian. 
O, üç dil konuşabiliyor: Portekizce, Arapça ve İtalyanca. 

Can you please be a bit quieter? Your grandparents are watching television. 
Lütfen biraz sessiz olur musunuz? Sizin büyükanne ve büyükbabanız televizyon seyrediyorlar. 

I can’t understand him very well; he speaks so quickly. 
Onu çok iyi anlamıyorum; çok hızlı konuşuyor.

He has swimming lessons every week and he can swim very well now.
Her hafta yüzme dersi alır ve şimdi çok iyi yüzebiliyor. 

Oh look, can you see that big bird? It is in that tree. 
Bak, şu büyük kuşu görebiliyor musun? Şu ağaçta. 

He was in London one hour ago when I spoke to him. He can’t be here yet.  
Bir saat önce ben konuştuğumda Lonra’daydı. O henüz burada olamaz. 

Not many British can speak French fluently. 
Çok fazla İngiliz, Fransızcayı akıcı konuşamaz.

If you want to go to the concert with us, I can give you a free ticket. 
Eğer bizimle konsere gitmek istiyorsan, sana bedava bir bilet verebilirim. 

I can’t eat dairy products. I’m lactose intolerant. 
Süt ürünleri yiyemiyorum. Bende laktoz alerjisi var. 

He knows nothing about cars, he cannot even change a wheel. 
O, arabalar hakkında hiçbir şey bilmiyor, bir tekerlek bile değiştiremiyor.
 

İngilizce diğer yardımcı fiilleri (modals) aşağıdaki listemize tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - Must 

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - May 

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - Could 

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - Would 

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - Should - Ought to 

Yardımcı Fiiller - Modal Verbs - Might 

 

Tüm gramer konularımızı  İngilizce Gramer  sayfamızın en altındaki listemizde görebilirsiniz.

 

Tüm diğer konularımızı  İngilizce Konu Listesi  sayfamızda bulabilirsiniz.

 

 

LN Komple İngilizce Eğitim Setleri + Online İngilizce Kursu Bir Arada Tanıtım Videosu (Süresi: 2:46)
 

 

Yorum Yazabilirsiniz

Lütfen değerlendirmenizi yapınız!

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL