NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., müz. eski zamanlarda keman cinsinden dört farklı boyda ve altı veya yedi telli saz, viyol.
i., müz. viyola. viola da gamba altı telli eski usul viyolonsel, diz viyolası.
s. bozulması mümkün; tecavüz edilebilir.
s. menekşe renginde; bot. menekşe familyasından.
f. bozmak, ihlâl etmek, kanuna aykırı hareket etmek; tecavüz etmek; kutsallığını bozmak, hürmetsizlik etmek; ırzına tecavüz etmek. viola,tion i. ihlâl; tecavüz . traffic violation trafik düzenini bozma suçu. violator i. tecavüz eden kimse.
i. zor, cebir, şiddet; tecavüz, zorlama; zorbalık; bozma; ırza tecavüz. do violence to zorlamak, tahrif etmek. resort to violence şiddete başvurmak, cebre müracaat etmek.
s. sert, şiddetli, zorlu, cebirli, kuvvetli; göz alan (renk); zorla yapılan; fena. violent death kaza sonucu ölüm, cebren ölüm. violently z. şiddetle, vahşice.
s. morumsu, mora çalan.
i., s. menekşe, bot. Viola odorata; menekşe rengi; mor boya; s. menekşe renginde. violet rays mor ışınlar, gökkuşağındaki en kısa ışınlar. shrinking violet utangaç kimse.
i. keman; kemancı. violinist i kemancı, viyolonist.
i. viyola çalan kimse.
i., müz. viyolonsel. violoncellist i. viyolonsel çalan kimse .
i., müz., (eski) en pes sesli büyük keman.
Alışveriş Sepetiniz