NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
kıs. Utah.
i., müz. do notası, Guido'nun gam sisteminde ilk nota.
i. kap; alet.
s. rahme ait, rahimde bulunan; anası bir babası ayrı.
i. gebelik müddetince çocuğun rahimde büyümesi.
i. rahim, dölyatağı.
s., i. faydacıl; i. faydacıl kimse.
i., fels. faydacılık.
i. fayda, yarar, menfaat, yararlık; kamu hizmeti; kamu hizmet şirketi; çoğ. kamu hizmet şirketi hisseleri; fels. faydacılıkta çoğunluğun mutluluk ve çıkarı. public utilities kamu hizmet kurumlan. utility man (tiyatro) ufak rollere çıkan kimse; (beysbol) yedek oyuncu. utility pole elektrik direği. utility room ambar, kalorifer dairesi, çamaşır odası, sandık odası.
f. faydalı kılmak; kullanmak; yararlanmak, istifade etmek. utilizable s. kullanılır, yararlanılabilir. utiliza'tion i. kullanım.
Lat. aşağıda gösterildiği gibi.
Lat. savaş sonunda başka bir antlaşma olmadığı tak dirde işgal edilen toprakların elde tutulmasını öngören prensip.
s., i. en uzak, en son: azami en büyük, en yüksek, en fazla; i. son derece, azami derece.
i. ideal yer veya hal; ütopya.
s., i .ülküsel mükemmel, ideal, hayali, ütopik; i. utopyacı kimse. ütopianism i. ütopyacılık.
i., anat. içkulakta bir boşluk, kırbacık; bot. torbacık. utric'ular s. ufak torbaya benzer.
Lat. yukarıda gösterildiği gibi.
s. bütün butun, tam, mutlak; son derece; kesin, son, nihai. utterly z. tamamen, bütün bütün. uttermost s., i. azami (derece).
f. (ağızdan) çıkarmak; söylemek, beyan etmek; huk. piyasaya sürmek (sahte şey). utterable s. ağıza alınır, soylenilir.
i. söyleme, telaffuz; ifade: dilb. söz; huk. piyasaya sürme.
i. geriye dönüş.
Alışveriş Sepetiniz