NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. itimat, güven, emniyet; tevekkül; ümit; güvenilen şahıs veya şey; emanet; kredi; mutemetlik; tröst; f. güvenmek itimat etmek emniyet etmek: güvenerek vermek, teslim etmek, emanet etmek: inanmak: tevekkül etmek; kredi vermek. trust company tröst şirketi. trust deed huk. vekâletname. trust fund tesis parası, vakıf para. Trust Territory Birleşmiş Milletler adına büyük bir memleket tarafından idare edilen bölge, manda altındaki bölge. in trust himayesinde, gözetiminde. on trust güvenle, emniyetle. trust in güvenmek. trust to -e dayanmak; itimat etmek; emanet etmek. trust with emanet etmek, teslim etmek. trustingly z. itimatla, güvenerek. trust'less s. güvenilmez, yalan. We'll see you soon, we trust. İnşallah yakında görüşürüz.
i., A.B.D. k.dili tröstü bozmaya çalışan kimse.
i., f. vekil, mutemet, yeddiemin, mütevelli; f. mutemede mal teslim etmek. trusteeship i. vekillik; Birleşmiş Milletler adına bir bölgenin idaresi.
s. güvenen, itimat kabilinden, çabuk inanılır. trustfully z. güvenle. trustfulness i. güvençlilik.
s. itimada lâyık, güvenilir. trustworthiness i. güvenilirlik.
s., i. güvenilir, sadık, emin; i. güvenilir kimse; güven uyandırdığından dolayı kendisine bazı özel haklar tanınan mahpus. trustily z. güvenilir surette. trustiness i. güvenilir hal.
Alışveriş Sepetiniz