NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., İng., f. (-med, -ming) tramvay; maden ocaklarında raylar üzerinde işleyen sandık şeklinde araba; f. böyle arabada taşımak.
i. ibrişim, bükme ipek.
i., f. (-med, -ming) mak. başka şeylere nispetle doğru ayarlanmış olma (in tram, out of tram olarak kullanılır); f. doğru ayarlamak.
i., İng. tramvay.
i., İng. tramvay hattı.
i., f. (-ed, -ing veya -led, -ling) gen. çoğ. mânia, engel; balık tutmak için ağ; ata rahvan yürümesini öğretmek için kullanılan bukağı; ocakta tencere askısı; mak. kollu pergel, elipsograf; f. engel olmak; tuzağa düşürmek.
s., i. dağların ötesindeki: (İtalya'ya göre) Alplerin ötesindeki; yabancı; i. dağların ve bilhassa Alplerin ötesinde oturan kimse; yabancı kimse.
f., i. serserice dolaşmak; ağır adımlarla yürümek; yaya olarak yolculuk etmek, taban tepmek; çiğnemek, ayak altında çiğnemek; i. derbeder ve serseri kimse; avare gezme; ağır adım ve sesi; uzun yaya gezintisi; den. tarifesiz işleyen yük vapuru. tramp on (upon, under foot) üstüne basıp geçmek; kötü veya insafsızca muamele etmek. on the tramp yerden yere dolaşmakta, serserilik etmekte.
f., i. ayak altında çiğnemek, ayak altına almak; i. ayakla çiğneme; ayakla çiğneme sesi.
i. tramplen.
i. maden ocaklarında oluklu veya raylı hat.
i., İng. tramvay, tramvay hattı; maden ocaklannda hat.
Alışveriş Sepetiniz