NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(z.), (i.), ünlem orada; oraya; o noktada, o derecede; o hususta; (i.) o yer; ünlem İşte ! Alsana ! Gördün mü? (Bu kelime be fiilinden önce gelince varlık belirtir ve özne fiilden sonra gelir: There is still time. Vakit var daha. There is a burglar down tairs. Aşağıda hırsız var.There is no reason. Sebep yok. Is there anybody at home? Evde kimse var mı?). There, there, don't cry. Haydi, haydi, ağlama. There you are ! Demedim mi ! Buyurun ! all there (k.dili) uyanık, çevik. Are you there? Orada mısınız ? have been there haberdar. in there mücadele halinde. not all there (k.dili) kaçık. So there ! işte o kadar ! You have me there. işte bunu bilmem. You there, pay attention. Hey, önüne bak, dikkat et.
(z.) o civarda, oralarda, o sularda. there or thereabouts orada veya o civarda.
(z.) sonra; ondan sonra.
(z.) orada; o sebepten; o zaman.
(z.) onunla, o münasebetle, o suretle, ona uyarak.
(z.) onun için, ona.
(z.), bağlaç bu yüzden, bundan dolayı, onun için.
(z.) ondan, oradan.
(z.) o zaman içinde, orada, onda, o hususta.
(z.) takip eden kısımda.
(z.) onun içine.
(z.) ondan; bu sebepten, bundan dolayı.
(z.) onun üzerine.
(z.) ona, o yere, o şeye; ilâveten.
(z.) o vakte kadar, o zamandan evvel.
(z.) onun altına, onun altında.
(z.) onun üzerine, onun üzerinde; hemen, derhal.
(z.) onunla; aynı zamanda.
(z.) bununla beraber, aynı zamanda.
Alışveriş Sepetiniz