NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

tel ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: tel
Bulunan Sonuç: 43

tel

(kıs.) telegram, telegraph, telephone.

tela

i., anat. beyin zarı, zar.

telamon

i. (çoğ.- mones) mim. erkek heykeli şeklinde taş sütun.

telecast

f. (-cast veya -ed) i. televizyonla yaymak; i. televizyon yayını .

telecommunication

i. telekomünikasyon .

telegram

i. telgraf, telgrafla gönderilen haber .

telegraph

i., f. telgraf makinası; telgraf sistemi, telgraf; f. telgraf çekmek . telegraph board at yarışı meydanımda yüksek bir yere konulup at ve binicilerin isimlerini gösteren levha. telegraph cable telgraf kablosu. telegraph key telgraf anahtarı, telgrafla haber gönderme aleti. wireless telegraph telsiz telgraf .

telegrapher,phist

i .telgrafçı.

telegraphic,ical

s. telgrafla ilgili veya telgraf makinalarına ait; çok kısa .telegraphically z .telgrafla .

telegraphy

i. telgraf sistemi veya kullanma usulü.

telekinesis

i. telekinezi, uzadevim.

telelectric

s. uzak mesafelere elektrikle tesir eden.

telemark

i. kayakta dönmek veya çabucak durabilmek için ağırlığı öndeki kayağa verip ucunu içe doğru çevirerek yapılan dönüş .

telemechanics

i. bir makina veya aleti radyo vasıtasıyla uzaktan idare etme usulü.

telemeter

i. telemetre.

telemotor

i., den. kaptan köprüsündeki dümen dolabı ile dümen arasındaki donanım .

teleology

i. kozmolojinin son gayeler üzerinde çalışmalarını yürüten dalı; tabiatta hâkim olan yaratıcı düzeni inceleyen bir evrenbilim dalı; tabiatta belirli bir düzen bulunduğunu iddia eden öğreti. tell teleolog'ical s .tabiattaki düzene ait; ereksel.

telepathy

i .telepati, uzaduyum . telepath'ic s telepatiye ait. telepath'ically z. telepati ile. telepathist i. telepatiye inanan kimse; telepati kabiliyeti olan kimse.

telephone

i., f. telefon; f. telefon etmek, telefonla konuşmak. telephone central, telephone exchange telefon merkezi, santral on the telephone telefonda, telefonla .

telephonic

s. uzağa ses götüren: telefona ait. telephonically z. telefon ile .

telephony

i. sesi uzağa nakletme ilmi, telefon kurma veya işletme bilgisi.

telephoto

i., telephoto. lens dürbün gibi fotoğrafı büyüten mercek.

telephotograph

i. uzak mesafeden çekilen fotoğraf. telephotograph'ic s bu usule ait .telephotog'raphy i .telefotografi.

telescope

i., f .dürbün, teleskop: f. teleskop ayar kısımları gibi birbirine geçirmek; iç içe geçmek: kısaltmak: birbirinin içine girmek. reflecting telescope aynalı dürbün. refracting telescope iki ucunda merceği olan teleskop. telescopy i. dürbün kullanma usulü.

telesthesia

i., psik. uzaktan hissedilen tesir.

teletype

i. tel ile bağlanan otomatik yazı makina sistemi.

teleview

f. televizyona bakmak, televizyonda görmek .

televise

f. televizyonla yaymak.

television

i. televizyon, uzagörüm .

telford

s. kırık taşla çakıl ve kumdan yapılmış (yol).

telic

s. amaçlı, gayeli.

tell

i., ark höyük.

tell

f. (told) söylemek, nakletmek, hikâye etmek, anlatmak; ifade etmek, beyan etmek, tebliğ etmek, bildirmek; saymak, birer birer saymak; emretmek; keşfetmek, ifşa etmek, yaymak; temin etmek; itiraf etmek; tesiri olmak, tesir etmek; haber vermek, haber yaymak, şikâyet etmek. tell a story masal anlatmak. tell a story, tell a lie yalan söylemek, masal okumak. tell fortunes fal açmak tell it like it is (A.B.D.),( argo) olduğu gibi anlatmak; gerçeği anlatmak. tell off sayıp ayırmak; k.dili. yüzüne vurmak, şiddetle azarlamak. tell on yormak, bıkkınlık vermek; k.dili. birini ele vermek, gammazlamak. tell tales masal uydurmak; sır söylemek, gammazlık etmek. tell things apart birbirinden ayırt etmek, ayırmak. tell time saatin kaç olduğunu anlayabilmek; zamanı göstermek. Every blow tells Her darbenin tesiri var. all told bütünüyle, hepsi beraber.

teller

i. anlatan kimse: veznedar, kasa memuru; sayıcı, bir mecliste oylan sayan kimse .tellership i. veznedarlık.

telling

s. tesirli, etkili .tellingly z. etkili bir şekilde, tesirli olarak.

telltale

i., s. başkalarının sırlarını orada burada anlatan kimse, dedikoducu kimse; dümenin durumunu gösteren alet; org körüğünün dolu veya boş olduğunu gösteren cihaz; memurların işe gelip gitme saatini kaydeden saat: tren makinistine bir köprünün yaklaştığını ihtar için hatların üstünde asılı bulunan ip parçalan: s. dedikoducu, sır söyleyen özel veya gizli bir şeyi meydana vuran.

tellurian

s., i. arza ait, dünyaya ait: i. dünyadaki varlık: dünyanın hem güneş hemde kendi ekseni etrafındaki hareketlerini temsil eden model.

tellurium

i. tellür.

telly

i., (İng), k.dili. televizyon .

telodynamic

s. bir kuvveti uzak bir mesafeye iletmeyle ilgili veya bu işte kullanılan.

telpher

i. teleferik. telpherage i. teleferikle eşya nakletme sistemi.

telson

i., zool. eklembacaklılarda karnın en son oynak kısmı.

telstar

i. Telstar, yayın için kullanılan sunî peyk.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL