NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f., i. madeni ses çıkarmak, tangırdamak; i. madeni ses, tangırtı.
i. acı tat veya koku, keskin çeşni.
i. bir çeşit su yosunu.
i. bıçağın sapa giren kuyruğu, berazban, pırazvana.
i .Tanganika.
s., i. dokunan; geom. teğet kabilinden; i., geom. teğet; tanjant. go off at a tangent birden konu değiştirmek. tangency i. teğet geçme; konuya bağlı kalma.
s. teğet halindeki; yüzeysel. tangentially z. yüzeysel olarak.
i. mandalina, bot. Citrus reticulata.
s. dokunulur, tutulur; anlaşılır, akla yakın, kavranabilir; gerçek; maddi; duyulur, hissedilir. tangible assets maddi kıymetler. tangiblos i. mal, mülk, servet. tangibil'ity, tangibleness i. tutulabilme. tangibly z. gerçek olarak; dokunulur halde.
i. Fas'ta Tanca şehri.
i .yenilebilen bir çeşit su yosunu, bot. Laminaria saccharina.
f., i. dolaştırmak, karıştırmak, karmakarışık etmek, arap saçına çevirmek; başına iş açmak; karışık vaziyete düşmek; girişmek; tartışmak; i. karmakarışık şey, düğüm olmuş şey; karışıklık, muğlâklık; deniz dibindeki hayvanlar tarayarak yakalama aleti. a tangle of weeds sarmaşık örgüsü, sarmaşık ağı.
i. tango.
i. bir kare teşkil etmek üzere kesilmiş yedi parçadan ibaret bir Çin bulmacası.
s. hasiyetli, keskin.
Alışveriş Sepetiniz