NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

syn ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: syn
Bulunan Sonuç: 55

syn

kıs. synonym.

syn-

(önek) ile, ile beraber, aynı zamanda.

synagogue

i. sinagog, havra.

synapse

i., biyot. iki nevronun birleştiği yer.

synapsis

i., biyol. kromozomların birleşmesi; bak. synapse.

synarthrosis

i (coğ. -ses) anat. kemiklerin sabit bir şekilde birleşmesi.

syncarp

i., bot. ayrı ayrı ufacık meyvalardan meydana gelen bileşik meyva (incir, böğürtlen gibi).

synchro

i. bileşik bir düzeni uzaktan ayarlamaya yarayan elektronik tertibat.

synchromesh

i. dişlilerin ses sizce ve kolay birleşmesini sağlayan tertibatlı vites.

synchronic

s. eşzamanlı. synchronic linguistics bir dilin belli bir zamandaki durumunu araştıran dilbilim kolu.

synchronism

i aynı zamana tesadüf etme, eşzamanlılık, tarih sırasına göre düzenleme; de/gıs/ik zamanlardaki olayların aynı resimde gösterilmesi

synchronize

, ing nise f aynı zamanda vaki olmak, birlikte hareket etmek ve işlemek; ayarlarını birbirine uy durmak (saatler); aynı tarihe tesadüf ettirmek synchronized shifting bak synchromesh

synchronous

s. aynı zamanda vaki olan; aynı gidişle isleyen; fiz. aynı frekansta olan; dünya ile aynı yörüngede hareket eden (suni peyk). synchronous motor değişik akımın frekansına göre hızını ayarlayan motor.

synchrotron

i., fiz. sinkrotron.

synclastic

s. eğrisi ya hep iç bükey yada hep dışbükey olan.

syncline

i., jeol. taş tabakaların v şeklinde olduğu yer.

syncopate

f., dilb. kelimeyi ortasından kısaltmak; müz. sinkop yapmak. syncopa'tion i., müz. sinkop; dilb. ortadan kısaltma.

syncope

i., dilb. kelimenin ortasında bir sesin kaybolması; (tıb.) beyne kan gitmemesinden ileri gelen baygınlık.

syncretism

i. birbirinden farklı prensip veya partilerin birleştirilmesi; dilb. birbirinden farklı iki kipin zamanla aynı şekli alması.

syncretize ,- ingtise

f. (farklı düşünceleri) birbirine uydurmaya çalışmak. syncretist i. iki tarafı birleştirmeye çalışan kimse.

syndactyl

s., anat. parmaklarının arası perdeli olan.

syndesmo-

(önek), anat. bağ, bağ zarına ait.

syndesmosis

i., anat. kemiklerin bağ dokusu ile birbirine bağlanması.

syndetic

s. bağlayıcı.

syndic

i. hükümet memuru; mutemet; vekil savunucu.

syndicalism

i. özellikle genel greve giderek üretim vasıtalarını işçi örgütlerine devretmeye çalışan siyasi hareket. syndical s. bu hareketle ilgili.

syndicate

i., f. sendika; yazıları gazetelere satan ajan; f. (bir yazı veya seriyi) toptan gazete veya mecmualara satmak; sendika teşkil etmek; sendika vasıtasıyla idare etmek.

syndication

i. bir yazı veya seriyi gazete veya mecmualara satma; sendikacılık.

syndrome

i., (tıb.) hastalık belirtilerinin bütünü.

syne

z., (edat), (bağlaç), iskoçden beri.

synecdoche

i., kon. san. bir kavramı daha dar veya daha geniş anlamda başka bir kavramla ifade etme usulü (msl. Türk ordusu yerine Mehmetçik, vişne şurubu yerine vişne demek gibi).

syneresis

i., gram. ulama, (tıb.) pıhtılaşma.

synergamy

i. grup evliliği.

synergetic

s. beraber çalışan; işbirliği yapan, birbirine kuvvet veren.

synergism

i., (tıb.) iki ilâcın birlikte daha kuvvetle tesir etmesi.

synergistic

s. birlikte çalışan.

synergy

i. birlikte çalışma, birbirini kuvvetlendirme.

synesis

i, gram manayı daha iyi ifade ettiği için uygun görülen gramer hatası.

synesthesia

i., biyol. sinestezi, duyum ikiliği, bir duyguyu başka bir duygu ile karıştırma.

syngamy

i., biyol. erkek ve dişi hücrelerin birleşmesi.

syngenesis

i., biyol. üreme.

synizesis

i. iki seslinin telaffuzundaki birleşme (msl ''saat'');(tıb.) gözbebeği küçülmesi.

synod

i. kilise meclisi; birkaç kilisenin birleşik kurulu; meclis, toplantı. Holy Synod Ortodoks kiliselerinin en yüksek ruhani meclisi. synodal, synodic(al) s. kilise meclisine ait.

synonym

i. eşanlam, anlamdaş kelime. synonym'ic s. anlamdaş, eşanlamlı.

synonymous

s. ortak anlamı olan, eşanlamlı, müteradif, anlamdaş. synonymously z. anlamdaş olarak.

synonymy

i. anlamdaşlık; bir araya getirilmiş eşanlamlı kelimeler; eşanlamlı kelimeleri inceleme.

synopsis

i. (çoğ. -ses) özet, hulâsa, icmal.

synoptictical

s. özet halinde olan; bir konuyu aynı yönden ele alan. Synoptics i., (çoğ.) Matta, Markos ve Luka incilleri. synoptically z. özet halinde.

synovia

i., anat. mafsallarda bulunan albüminli sıvı. synovial s. bu sıvıyla ilgili.

syntactic , tical

s., gram. sözdizimi kurallarına ait. syntactically z. sözdizimi yönünden.

syntax

i., gram. sözdizimi, sentaks, nahiv; sentaks kuralları.

synthesis

i. (çoğ. -ses) terkip, bireşim, sentez; kimyasal bileşim; ayrı ayrı. fikirleri birleştirip bir bütün meydana getirme, sentez. synthesist i. sentez yapan kimse.

synthesize

(İng.) -sise f. sentezle birleştirmek; sentez usulü ile husule getirmek.

synthetic ,ical

s. sentetik; suni; dilb. çekimli, yanaşık.

syntonize

f., elek. (frekans bakımından) birbirine uydurma. syntony i.,elek (iki tertibat) birbirine uyma; seselim.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL