NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. (swam, swum, -ming) i. yüzmek; batmamak, su yüzünde durmak; gen. in ile taşmak, dolmak; boğulmak, içine batmak; yüzdürmek; yüzerek geçmek; i. yüzme; yüzme hareketi. swim against the stream olaylara karşı koymak. swim bladder balıkta hava kesesi. in the swim aşina, haberdar. swim'mer i. yüzücü, yüzgeç.
i., f. (swam, swum, -ming) baş dönmesi, baygınlık; f. başı dönmek, sersemlemek, bayılmak. My head is swimming Başım dönüyor.
i. kabukluların karnı altında bulunan yüzgeç ayak.
i., s. yüzme; baş dönmesi; s. dönen (baş); yüzen, yüzmeye ait veya uygun; sulu, yaşlı (göz). swimming hole A.B.D. derede yüzmeye elverişli derin kısım. swimming pool A.B.D. swimming bath ing. yüzme havuzu. swimmingly z. kolaylıkla, süratle, başarıyla.
i. mayo.
Alışveriş Sepetiniz