NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

sum ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: sum
Bulunan Sonuç: 21

sum

i., f. (-med, -ming) toplam, yekun, mecmu, tutar, meblâğ; problem; en fazla miktar; doruk; özet, hülasa, öz; f. toplamak, yekun çıkarmak. sum up özetlemek, hülasa etmek; hüküm vermek. a good round sum büyük bir meblâğ. a lump sum toptan para. a sum of money bir miktar para. good at sums iyi hesap bilir, hesabı kuvvetli. in sum uzun sözün kısası, kısacası, velhasıl. the sum and substance of it hulâsa edersek, kısacası.

sumach

i. sumak, somak, bot. Rhus coriaria; kurutulmuş sumak yaprağı tozu.

sumatra

i. Sumatta.

sumerian

s., i. Sumer; Sümerce.

summacum laude

Lat. iftihar derecesi ile verilen (diploma).

summand

i. toplanılan rakamlardan her biri.

summarize , ing. -rise

f. özetlemek, hülâsa etmek.

summary

s., i. özlü, kısa, acele, derhal yapılan; i. özet, hulâsa. summary proceeding acele muhakeme usulü. summarily z. resmi muameleyi beklemeden; süratle.

summation

i. toplama; özet, hülâsa.

summer

i., f., s. yaz, yaz mevsimi; f. yazı geçirmek; yaz esnasında bakmak veya beslemek; s. yazlık. summer school yaz okulu. summer squash kabak. summer theater A.B.D. yazın sayfiyede oynayan tiyatro. summer time yaz saati. Indian summer pastırma yazı. summery s. yaza mahsus, yaz gibi.

summer , summertree

i., mim. tabanın ana kirişi.

summerhouse

i. kameriye, çardak. summersault bak. somersault.

summertime

i. yaz.

summit

i. tepe, doruk, zirve, evç, en yüksek nokta veya derece. summit meeting zirve konferansı.

summon

f. çağırmak, çağırtmak, emirle davet etmek, celp etmek; düşmanı teslim olmaya davet etmek. summon up toplamak (kuvvet); teşvik etmek.

summons

i (çoğ.-es) resmi emirle davet, celp etme, çağırtma; çağrı, davetiye, mahkeme celpnamesi; ask. teslim çağrısı.

summumbonum

Lat. en iyi.

sump

i. maden ocağının dibinde su birikintisine mahsus kuyu; lağım çukuru; bir kazıya başlamadan evvel tecrübe veya yoklama kabilinden kazılan tünel; oto. yağ karteri.

sumpter

i. yük beygiri.

sumptuary

s. sarfiyata ait masraflarla ilgili, masrafları sınırlayan. sumptuary law masrafları sınırlayan kanun; din veya ahlâka dayanarak özel hayatı düzenleyen kanun.

sumptuous

s. masraflı, tutumsuz; muhteşem, tantanalı, zengin. sumptuously z. muhteşem bir şekilde.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL