NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. madde; asıl, esas; k.dili. eşya, ev eşyası; boş laf, saçma; kumaş; ilâç; k.dili. şey, zımbırtı, zırıltı; (argo) hüner; (argo) görev; (argo) para; f. tıka basa doldurmak; doldurmak; dolma yapmak; tıkamak; tıkıştırmak; çok laf ile kafa şişirmek; (seçim sandığını) sahte oylarla doldurmak; dolgunluk vermek; çok yedirmek; tıka basa yemek, tıkınmak. stuff and nonsense baştan aşağı saçma; incir çekirdeğini doldurmayacak şey. Stuff it! (argo) Kes be!. stuffed shirt k.dili. resmiyete önem veren kibirli kimse. house hold stuff ev eşyası. That's the stuffl Bravol Aferin!. stuff'ing i. doldurma, dolgu; vatka; fodra; dolmalık iç, dolma içi.
s. havasız, havası bozuk, kapalı; tıkalı (burun); k.dili. kibirli; soğuk, ağır.
Alışveriş Sepetiniz