NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. (-bed, -bing) i. sivri bir aletle yaralamak; bıçak veya hançer saplamak, bıçaklamak, hançerlemek; içine girmek; delmek; i. süngüleme; süngü yarası; söz ile yaralama, kalbini kırma. stab in the back arkadan vurmak. make a stab at teşebbüste bulunmak, denemek.
s., i. sabit, durağan; dengeli; tıb.. sıcaklığa dayanır; i. modern heykeltıraşlıkta sabit eser.
i. olduğu yerde sağlam durma; muhkem olma; salamlık; katılık; karar, sebat, temkin; mak. muvazene, denge.
i. sabit kılma veya olma, saptama, tespit etme; istikrar; hav. dengesini sağlama; mak. dengeleme.
f. saptamak, tespit etmek, muhkem hale getirmek; istikrar kazandırmak; hav. dengesini sağlamak; mak. dengelemek. stabilizer i. stabilizatör, denge sağlayan kimse veya şey; hav. uçağın dengesini sağlayan cihaz; dengeleyici, pekiştirici.
i., f. ahır; özel bir ahırın atları ve uşakları; A.B.D. çalışma grubu, ekip; f. ahıra bağlamak ahırda oturmak veya yatmak.
s. sabit, bozulmaz, kararlı, kımıldanmaz, sarsılmaz, devrilmez, yıkılmaz; baki, daimi, ölümsüz, zeval bulmaz; azimli, sebatlı. stable equilibrium sabit dengeli olma, muvazene. stableness i. sabitlik, sarsılmazlık. stably z. sabit olarak, bir kararda.
i. seyis yamağı, ahırda hizmet eden uşak.
i. ahır ve ahır malzemesi.
Alışveriş Sepetiniz