NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

sq ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: sq
Bulunan Sonuç: 44

sq.

kıs. sequence, square.

sqq.

kıs. the following ones.

squab

i., s. güvenin yavrusu; bodur kimse; minder; sedir; s. bodur; kuluçkadan yeni çıkmış. squabbish, squabby s. bodur.

squabble

f., i. kavga etmek, hadise çıkarmak; matb. bozmak dağıtmak (hurufat); i. kavga, arbede, dırıltı, hırgür. squabbler i. kavgacı.

squad

i. takım, ekip, küçük grup; birkaç erden meydana gelen asker grubu, müfreze. squad car telsizli polis devriye arabası. football squad futbol takımı.

squadron

i., f. süvari bolluğu; ufak donanma, filo; hava filosu; f. bölük bölük tanzim etmek; filo teşkil etmek.

squalid

s. kirli, pis, murdar, bakımsız, sefil. squalidity, squalidness i. sefillik. squalidly z. sefalet içinde.

squall

f., i. hırçın bir çocuk gibi bağırmak, yaygara koparmak; i. yaygara, vaveylâ.

squall

i., f. bora, kasırga, ani ve şiddetli fırtına; k.dili. karışıklık; f. fırtına çıkmak. squall line meteor soğuk dalgasının önünde ilerleyen kasırga hattı squally s. fırtınalı, boralı.

squalor

i. bakımsızlık, pislik, miskinlik, sefalet.

squama

i. (çoğ mae) biyol. pul, pul gibi şey.

squamose, squamous

s. üstü pul pul olan.

squander

f., i. israf etmek, boş yere harcamak, colloq. çarçur etmek; i. israf, boş yere harcama.

square

s., z. kare, dört köşeli, dik açılı; omuzları enli; doğru, âdil, insaflı; namuslu; tam, kesirsiz; tam, açık; (argo) modadan habersiz, gençlik fikirlerine karşı koyan, eski kafalı; z., k.dili. doğru, dosdoğru; tam yerinde, isabetli. square dance dört çiftin karşı karşıya yaptıkları bir çeşit oyun. square deal dürüst ve insaflı pazarlık veya muamele. square foot ayak kare, 0,093 m2 square knot camadan bağı. square meal doyurucu yemek. square measure yüzey ölçü birimi. square meter metre kare. square mile mil kare, 2,59 km2. square piano adi piyano, düz piyano. squarerigged; s., den. dört köşe seren yelkenleri olan, kaba. sorto square root mat. kare kök, cezir. square sail dört köşe seren yelkeni. square shooter k.dili. dürüst insan. squaretoed s. küt burunlu (ayakkabı); eski âdetlere veya modaya düşkün. get square with hakkından gelmek. squarely z. kare şeklinde; dürüstçe. squareness i. kare oluş. squarish s. karemsi.

square

i. kare, dördül: gönye, T cetveli, iletki; şehir içindeki meydan veya küçük park; etrafı dört sokakla sınırlanmış arsa, ada; iki sokak arasında mesafe; (dama tahtasında) hane; mat. bir sayının ikinci kuvveti, kare; (argo) yeniliklerden habersiz ve bunlara uymayan kimse, burjuva. Back to square one. Bütün gayret boşa gitti. Yeniden başlanmalı. magic square bir kare içine yazılan ve boyuna, enine veya çaprazvari toplanınca hep aynı yekünü tutan sayılar. on the square dikey vaziyette; k.dili. doğru, dürüst, itimat edilir. out of square düzensiz, nizamsız.

square

f. dört köşeli hale getirmek; doğrultmak, doğru tutmak (bilhassa omuzları); uydurmak; uygun kılmak; ödeşmek, hesabını temizlemek; mat. ikinci kuvvete çıkarmak, karesini almak; (argo) rüşvet ile ağzını kapatmak. square away hazırlamak. square off muşta kavgası için vaziyet almak, boks için hazırlanmak. square the circle verilen daireye eşit kare çizmek; imkânsız görünen bir işe teşebbüs etmek. square up tamamlamak. square with uygun gelmek, mutabık düşmek.

squarrase

s., bot., zool. sert pullu, sıkı ve sert.

squash

i. kabak. winter squash helvacıkabağı, balkabağı, bot. Cucurbita maxima.

squash

f., i. ezip pelte yapmak, ezmek; yürürken suya veya çamura basar gibi ses çıkarmak; bastırmak: sıkıştırmak; i. ağır ve yumuşak bir şeyin düşmesi; pelte, pelte gibi ezilmiş şey; bina içinde raketle oynanılan bir çeşit top oyunu; şap sesi; vıcık vıcık olma sesi; İng. meyva suyu ile yapılan içecek. squashy s. pelte gibi, ezilmiş.

squat

f., (-ted, -ting) s., i. çömelmek: çökmek; izinsiz olarak bir yere yerleşmek, gecekondu yaparak yerleşmek; çömeltmek; s. bodur; çömelmiş; i. çömelme; izinsiz yerleşme. squat'ty s. bodur; kısa ve kalın.

squatter

i. bir mülkü işgal eden kimse; gecekondu yapan kimse.

squaw

i. Kuzey Amerika kızılderilisi kadın; (argo) kız kadın. squaw man kızılderili bir kadınla evlenip onun kabilesinde yaşayan beyaz erkek.

squawk

f., i. acı acı bağırmak, viyaklamak; k.dili. şikâyet etmek; i. acı ve ince ses; k.dili. şikâyet.

squawkbox

i. elektrikle çalışan çağırma hoparlörü.

squawker

i. şikâyetçi; hoparlör.

squeak

f., i. ciyak ciyak bağırmak; cırlamak; gıcırdamak (kapı, menteşe veya ayakkabı); (argo) sırrı açıklayarak ihanet etmek; cırlatmak; gıcırdatmak; i. ciyak ciyak bağırma; cırlama; gıcırdama. squeak through zar zor başarabilmek. narrow squeak k.dili tehlikeyi güçbela atlatma, colloq. paçayı sıyırma.

squeaky

s. cızırtılı, gıcırtılı. squeakily z. gıcırdayarak. squeakiness i. gıcırdama.

squeal

f., i. domuz gibi ses çıkarmak; cıyaklamak, haykırmak, bağrışmak; cırtlak veya cızırtılı ses çıkarmak; (argo) suç ortaklarını ele vermek, ihanet etmek; mırıldanmak, söylenmek; i. domuz sesi; cıyaklama; haykırış, bağrışma. squealer i. böyle ses çıkaran kimse; güvercin yavrusu; ihbarcı.

squeamish

s. iğrenen, çabuk tiksinen; titiz, iffet taslayan; midesi çabuk bulanan. squeamishly z. iğrençlikle. squeamishness i. iğrençlik, tiksinti.

squeegee

i., f. ıslak tahta döşeme veya pencereyi silmek için kullanılan kenarı lastikli alet; fotoğrafları kurutmak için kullanılan lastik silindir; f. lastik süpürge ile fazla suyunu akıtarak kurulamak.

squeeze

f., i. sıkmak, ezmek; sıkıştırıp tıkmak; kısmak; sıkıştırıp sızdırmak (para); sıkıştırmak; yaş kağıtla kalıbını çıkarmak; i. sıkma, sıkıştırma; yaş kâğıtla çıkarılan kalıp. in a squeeze zor durumda. squeeze bottle sıkıştırılınca içindekiler boşalan plastik şişe. squeeze into sıkışmak, sıkışıp arasına girmek. squeeze out vicdansızca mahvına sebep olmak. squeeze play karşı tarafı zor duruma düşürme, sıkıştırma. squeeze through sıkışıp arasından geçmek.

squelch

f., i. susturmak, bastırmak, tesirsiz hale getirmek; k.dili. ani cevaplarla susturmak; çamurda yürürken ayak sesi çıkarmak; i. susturucu cevap; çamurda ayak sesi.

squib

i., f. (-bed, -bing) fişek, maytap; dinamite konulan emniyet fitili; hiciv; f. fişek atmak; hiciv söylemek veya yazmak.

squid

i. ufak cins mürekkepbalığı, supya; kalamar, zool. Loligo vulgaris.

squiggle

i., k.dili. okunması mümkün olmayan kısa elyazısı ibare, anlamsız çizgi. squiggly s. eğri büğrü, kargacık burgacık.

squill

i. adasoğanı, bot. Scilla maritima; yaban soğanı; yıldız sümbülü.

squinch

i., mim. köşe kemeri.

squint

f., i., s. gözlerini kısarak bakmak, gözlerini yarı kapamak; yan bakmak; şaşı olmak; toward (ile) meyletmek, eğiliminde olmak; i. şaşılık; gözlerini kısma; dolaylı eğilim; s. şaşı.

squinteyed

s. şaşı gözlü; yan bakan; taraf tutan.

squire

i., f. şövalye silâhtarı; İngiltere'de şövalyelikten bir derece asağı rütbe; İngiltere'de köy eşrafından olan kimse; Amerika'da avukatlık veya yargıçlık eski ünvanı; büyük bir adamın uşağı; kavalye; f. refakat etmek. squireling i. küçük bey.

squirm

f., i. kıvranmak; kıpır kıpır kıpırdanmak; i. kıvranış.

squirrel

i. sincap European squirrel sincap, zool. Sciurus vulgaris flying. squirrel uçan sincap. squirrely s. A.B.D., (argo) kafadan çatlak.

squirt

f., i. fışkırtmak, fışkırmak; i. fışkırma veya fışkırtma; şırınga; fıskıye; fıskıyeden fışkıran su; k.dili. kendini beğenmiş çocuk veya genç. squirt gun oyuncak su tabancası; püskürtme şırıngası.

squirtingcucumber

acıdilek, eşekhıyarı, bot. Ecballium elaterium.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL