NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. (spread) yaymak, sermek, açmak; alabildiğine açmak; dağıtmak, saçmak, neşretmek; sirayet ettirmek, bulaştırmak; ayırmak; üzerine sermek, kaplamak; sürmek; kurmak (sofra); teferruatıyla meydana koymak veya kaydetmek; uzatmak; yayılmak, serilmek; dağılmak, saçılmak, neşrolunmak; yayılmak, şayi olmak; sirayet etmek, bulaşmak; birbirinden ayrılmak. spread oneself iyi tesir bırakmaya çalışmak. spread oneself thin kudretinden fazla iş yüklenmek.
i. yayılma; saha, vüsat; ortu (sofra veya yatak için); k.dili. ziyafet; ekmek üzerine sürülen yiyecek; gazetede aynı konuyu ele alan karşılıklı iki sayfa.
s. kolları ve ayakları gerilmiş vaziyetteki; A.B.D., k.dili. aşırı vatanperver, gösterişçi.
i. yayan veya, süren şey veya kimse; iki telin birbirine dokunmaması için aralarına konan tahta; tarlaya gübre serpen makina.
Alışveriş Sepetiniz