NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

spin ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: spin
Bulunan Sonuç: 26

spin

f. (spun, (eski) span; -ning) eğirmek, bükmek; (ağ) örmek; çevirmek, döndürmek; dönmek; fırıldak gibi dönmek; tornalamak; fırlatmak; hav. dikine düşmek. spin a yarn masal okumak, martaval atmak, maval okumak. spin out uzatmak, uzun uzadıya söylemek. spun glass cam elyafı. send one spinning bir yumrukta olduğu yerde fırıldak gibi döndürmek. His head is spinning. Başı dönüyor.

spin

i. fırıl fırıl dönme; k.dili. gezme; hav. diklemesine düşüş.

spinach

i. ıspanak, bot. Spinacia oleracia; k.dili. sus. spinaceous s. ıspanakgillerden.

spinal

s. belkemiğine ait, omurga kemiğinde bulunan. spinal anesthesia omur iliğe iğne ile yapılan anestezi. spinal column anat. belkemiği, omurga. spinal cord anat. omurilik, murdarilik. spinal curvature tıb. belkemiğinin eğriliği, kamburluk.

spindle

i., f. eğirmen, kirmen, iğ; iğ mihveri, mil, dingil; sığlık veya kayalıklan belirten fener direği; takriben 13800 metrelik iplik uzunluk ölçüsü; f. boy atmak, uzamak; delmek, geçirmek (fiş). spindle file puantir, fişnot. spindle tree iğağacı, bot. Euonymus europaeus. spindle whorl iğe ağırlık veren halka. spindling, spindly s. aşırı derecede boy atan, fazla serpilen; leylek bacaklı.

spindlelegged, spindleshanked

s. leylek bacaklı, ince ve uzun bacaklı.

spindlewort

i. beyaz kurtluca, bot. Atractylis gummifera.

spindrier

i. santrifüjlü çamaşır kurutma makinası.

spindrift, spoondrift

i. rüzgârın denizden getirdiği hafif su serpintisi.

spine

i. omurga, belkemiği; belkemiğine benzer şey; diken; kılçık; kitap sırtı.

spinel

i. bir çeşit kaba lâl.

spineless

s. omurgasız, belkemiği olmayan; dikensiz; cesaretsiz, yüreksiz. spinelessly z. korka korka. spinelessness i. korkaklık.

spinescent

s., bot, zool. dikenli.

spinet

i., müz. eski usul telli ve klavyeli bir alet, epinet; küçük piyano.

spiniferous

s. dikenli veya diken üreten.

spinnaker

i. üç köşe büyük yarış yelkeni.

spinner

i. eğiren veya büken kimse; iğ, eğirme veya bükme makinası; olta ucuna takılan kaşık.

spinneret

i. örümcek ve ipekböceğinin iplik salan uzvundaki memeciklerden her biri.

spinney

i., İng. çalılık, koru.

spinning

i., s. eğirme, bükme; s. eğiren. spinning frame eğirme tezgâhı. spinning jenny iplik eğirme makinası, çıkrık makinası. spinning wheel çıkrık.

spinoff

i. yan ürün.

spinose , spinous

s. dikenli, diken gibi. spinosity i. dikenlilik.

spinster

i. kalık, evde kalmış kız, yaşı geçmiş kız.

spinthariscope

i., fiz. spintariskop, alfa ışınları göstericisi.

spinule

i., bot., zool. dikencik, iğnecik. spinulose s. dikenli, iğneli.

spiny

s. dikenli, iğneli; güçlüklerle dolu, şaşırtıcı.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL