NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i, f. (-ed veya -sped) s. hız, sürat, ivinti, çabukluk, çabuk gitme; eski uğur, başarı, muvaffakiyet: (argo) amfetamin; f. çabuk gitmek, süratle gitmek koşmak, acele etmek; eski muvaffak etmek; eski uğurlu kılmak, uğur getirmek; uğurlamak, geçirmek; acele ettirmek, hız vermek; mak. belirli bir hıza ayarlamak; s. sürat belirten; hızlı. speed counter sürat ölçme aleti, hız sayacı. speed lathe hızlı torna. speed limit. azami sürat. speed the parting guest misafiri geçirmek, uğurlamak. speed trap fazla sürat yapanlara polis tuzağı. speed up hızlandırmak, hızın artırmak, sürat vermek. at full speed son süratle; den. tam yol alarak. at half speed yarım süratle; den. yarım yol alarak. with all speed bütün hızı ile.
i. sürat motoru.
i. trafik kanununa aykırı sürat yapan şöför.
i. hızölçer, spidometre.
i. süratli okuma .
i. sürat yolu, hızyolu.
i. yavşanotu, veronika, bot. Veronica officinalis.
s. süratli, hızlı, çabuk. speedily z. acele ile, süratle, hızla. speediness i. hızlılık, sürat.
Alışveriş Sepetiniz