NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
s., i. özel, hususi, has, mahsus; bir cinse mahsus; yegâne; ekstra (gazete); i. herhangi özel bir şey; özellik. special agent özel ajan special case özel durum. special delivery (A.B.D.) ekspres mektup; özel ulak. special edition özel baskı. special pleading huk. karşı tarafın iddialarını reddetmeden kanuni itirazlarda bulunma; bir konunun yalnızca olumlu yönlerini sunma. special student özel bir program takip eden öğrenci. specially z. özellikle, bilhassa.
i. mütehassıs, uzman. specialism i. ihtisas, uzmanlık.
i. özellik, hususiyet; çoğ. ayrıntılar, teferruat; spesyalite; ihtisas, uzmanlık; huk. mühürlü sözleşme.
f. tek bir konu üzerinde durmak; biyol. özel bir gaye ile geliştirmek; özel bir amaca kullanmak; ayrıntılara girmek; özellik kazanmak; ihtisas kazanmak, mütehassıs olmak. specialization i. ihtisas, uzmanlık.
i. özellik, hususiyet; spesiyalite; ihtisas, uzmanlık; huk. mühürlü sözleşme. specialty of the house lokantanın spesyalitesi.
Alışveriş Sepetiniz