NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
s., i. hitabetme kabiliyeti olan; söz söyleyen; konuşacak gibi, canlı; i. konuşma, söyleme; ezberden nutuk söyleme; hitap. speaking acquaintance uzaktan aşinalık; tanıdık. speaking likeness aşırı benzeyiş, tıpkısı olma. speaking tube odalar veya katlar arasında konuşmaya mahsus boru; den. kumanda borusu. be on speaking terms selâm vermekten ileri gitmeyen; aşinalığı olmak. The brothers were not on speaking terms Kardeşler selâmlaşmıyorlardı bile.
Alışveriş Sepetiniz