NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. kıvılcım, çakım, çakın, şerare; elektrik kıvılcımı; elmas; belirti; canlılık; f. kıvılcım saçmak; harekete geçirmek, teşvik etmek, kışkırtmak. spark arrester kıvılcım kafesi; elektrik kıvılcımlarını önleyen cihaz. spark coil elek. endüksiyon bobini, kıvılcım bobini. spark gap oto. buji tırnak aralığı. spark plus oto. buji.
i., f. yakışıklı delikanlı; civelek kız: (erkek) sevgili; sinirli kimse; f. flört etmek. sparkish s. hoppa, havalı, civelek; gösterişli, iyi giyimli.
f., i. kıvılcımlar saçmak; pırıldamak; köpürmek, köpük köpük olmak (şarap); i. kıvılcım; pırıltı; şaşaa. sparkler i. pırıldayan eylayan mücevher; şahsiyeti ve canlılığıyle göze batan kimse, parlak şahsiyet.
s. parlayan, pırıldayan; canlı; köpüklü. sparklingly z. pırıldayarak. sparklingness i. parlaklık.
f. kışkırtmak; canlandırmak, harekete geçirmek.
i. vapurda radyo teknisyeni.
Alışveriş Sepetiniz