NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. (-ped, -ping) sıvıda yumuşatılmış şey; tirit; yatıştırıcı şey; sus payı, susmalık; f. sıvıya batırmak, banmak; iyice ıslatmak; ıslanmak, içine geçmek (yağmur). sop up emmek.
kıs. soprano.
i. sofizm, bilgicilik, safsata.
i. sofist; k.h. safsatacı kimse, yalan sözlerle başkalarını ikna etmeye çalışan kimse.
i. sofist; İng. bazı üniversitelerde ikinci veya üçüncü sınıf öğrencisi.
s., i. sofistçe, safsata kabilinden; i. sofistlerin sanat veya yöntemleri. sophistically z. sofistçe davranışlarla. sophisticalness i. sofistlik taslama.
f. detaylı ve incelikli olarak mükemmelleştirmek. sophisticated s. bilgiç olan, kültürlü, görmüş geçirmiş; incelikli; bilmiş; karmaşık; ileri, teferruatlı (teçhizat); ukalâ, çokbilmiş; yapmacık, suni. sophistication i. mükemmellik, incelikli düşünce veya davranışlar.
i. safsata, yanıltmaca; sofistlik.
i. Sofokles.
i., A.B.D. lise ve üniversitede ikinci sınıf talebesi. sophomor'ic(al) s. ikinci sınıf talebesine ait; bilgiçlik taslayan; pişmemiş, toy; üslup ve davranışlarında aşırılığa kaçan.
i. eskiden İran hükümdarı.
s. uyku getiren, uyutucu. soporiferousness i. uyku getirici durum.
s., i. uyku getiren, uyutucu (ilâç).
s. tirit gibi; sırsıklam, çok ıslanmış; yağmurlu; İng., (argo) aşırı duygusal.
i. sopranodan daha tiz sesli alet.
i. (çoğ.- s, -ni) s., müz. soprano; s. sopranoya ait.
Alışveriş Sepetiniz