NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

ski ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: ski
Bulunan Sonuç: 39

ski

i. (çoğ. ski, skis) f. kayak, ski; f. kayak kaymak, ski yapmak. ski jump kayakçının yaptığı sıçrama veya atlama. ski lift kayak çıkılan tepeye çıkaran teleferik. skier i. kayakçı. skiing i. kayak yapma, kayakçılık.

skiagram , skiagraph

i. röntgen ışınları ile çekilen fotoğraf.

skiascope

i., tıb. gözbebeği üzerindeki gölge ve ışıkları muayene ederek gözün durumunu anlamakta kullanılan cihaz.

skid

i., f. (-ded, -ding) kayma; yana kayma; kızak, kaydırma kütüğü; tekerlek altına konan takoz; den. maliborda tahtası; den. filika sehpası, kalastra; f. yana doğru kaymak, yana savrulmak; tekerlek altına takoz koymak. skid chain tekerlek zinciri. skidrow A.B.D., (argo) ucuz meyhanelerin ve kalitesiz otellerin bulunduğu ve evsiz barksız takımının barındığı mahalle. on the skids A.B.D., (argo) sönmeye yüz tutmuş, itibardan düşmekte, gerileme halinde.

skiddoo

(ünlem), (argo) Defol !.

skidway

i. kütüklerin yığıldığı yer.

skiff

i., den. hafif yelkenli filika, hafif sandal, kik.

skill

i. hüner, marifet, maharet, ustalık.

skilled

s. mahir , usta, tecrubeli; maharet gerektiren. skilled trades maharet gerektiren meslekler.

skillet

i. tava.

skillful , ing. skilful

s. hünerli, marifetli, becerikli, mahir, usta. skillfully z. maharetle, ustalıkla. skillfulness i. maharet, ustalık.

skim

f (-med, -ming) s., i. köpüğünü almak; kaymağını almak; sıyırıp geçmek; gözden geçirmek; suyun yüzünde sektirmek (taş); köpük bağlamak, kaymak tutmak; suyun yüzünde sekmek; s. kaymağı alınmış (süt); i. köpüğünü alma; köpüğü alınmış süt; ince tabaka. skim milk, skimmed milk kaymağı alınmış süt. skim'mings i., çoğ. bir sıvının üstünden alınan köpük veya kaymak.

skimmer

i. köpük alacak alet kevgir; deniz kıyılarında yaşayan kırlangıç benzeri bir kuş.

skimp

f., s. cimrice beslemek veya vermek; baştan savma yapmak; cimrilik etmek, hasisçe davranmak; aşın derecede tutumlu olmak: s. kıt, az. skimp'ily z. aşırı derecede tutumlu olarak. skimp'y s. kıt., az; yarım yamalak, eksik.

skin

i. deri, cilt: tulum: post: kabuk: den. geminin dış kaplaması; hilekar kişi; (argo) cimri kimse. skin diving aletli dalış. skin game hileli kumar oyunu. skin grafting deri aşısı. by the skin of one's teeth kıtı kıtına, ancak, güçbelâ. dark skin esmer cilt. fair skin beyaz cilt. get under one's skin bir kimsenin sinirine dokunmak. jump out of one's skin korkudan sıçramak; aşırı derecede coşmak. only skin and bones bir deri bir kemik, iskelet gibi, kadidi çıkmış. save one's skin paçayı kurtarmak, postu kurtarmak. under the skin aslında, temelde. wet to the skin sırsıklam iliklerine kadar su geçmiş.

skin

f. (-ned, -ning) derisini soymak, derisini yüzmek, sıyırmak; kabuğunu soymak: deri ile kaplamak; deri ile örtülmek; (argo) para yolmak, soyup soğana çevirmek. skin the cat spor elleriyle demir çubuğa asılı iken ayakları ve bütün vücudu kolları arasından geçirerek dönmek; işi becermek. skin down ellerle tutunarak inmek. skin one alive insafsızca parasını yolmak; azarlamak. skin out den. kaçıvermek. skin through k.dili. zar zor geçmek. skin up yalnızca ellerle tırmanmak. Keep your eyes skinned k.dili. Dikkat et! Ayağını denk al!.

skinbound disease

yeni doğan çocuklarda görülen dokuların sertleşmesi hastalığı.

skindeep

s. deriden öteye gitmemiş: sathi, yüzeysel.

skinflint

i. cimri kimse.

skink

i. skink, pullu sürüngenlerden biri: bir cins kertenkele, zool. Scincus officinalis.

skinny

s. sıska, çok zayıf, bir deri bir kemik. skinniness i. aşırı zayıflık, sıskalık.

skintight

s. deri gibi vucuda yapışan (elbise).

skip

f. (-ped, -ping) i. sıçramak, sekmek; gen. over ile atlamak, sıçrayarak geçmek; suyun yüzünde sekmek (taş); i. atlayıp sıçrama; atlama; görmeden veya okumadan geçme. skip rope atlama ipi. skippingly z. seke seke, sıçrayarak.

skipjack

i. suyun yüzünde sıçrayan herhangi bir cins balık.

skipper

i. ufak gemi kaptanı, süvari.

skipper

i. seken sey veya kimse; sekerek yürüyen bir çeşit böcek.

skippet

i. mühür mahfazası.

skirl

f., i., iskoç gayda gibi ses çıkarmak; haykırmak, haykırtmak; i. çığlık, haykırış; gayda sesi.

skirmish

i., f., ask. hafif çarpışma, müfreze muharebesi; çekişme, hafif kavga; f. çatlşmak; çekişmek. skirmish drill ask. çarpışma talimi. skirmish line seyrek asker. saffu skirmisher i., ask. avcı.

skirret

i. yabani şeker havucu, bot. Sium sisarum.

skirt

i., f. etek; eteklik; semerin sarkık yan tarafı: kenar; (argo) kız; f. eteklik ile örtmek; kenarında olmak, kenar olmak; kenarından geçip gitmek, kenarda oturmak; baştan savmak, kaytarmak. skirt dance geniş ve uzun eteklikle edilen dans. skirting board ing. süpürgelik (duvar kenarlarında). the skirts of the city şehrin etekleri.

skirtboard

i. kenar tahtası.

skit

i. hicivli kısa oyun veya yazı; şaka, latife.

skitter

f. hafifçe kayarak veya aceleyle gitmek, suyun yüzünde kayarak gitmek: kaydırmak.

skittish

s. ürkek (at); utangaç; oynak, hafif; aldatıcı, hilekar. skittishly z. ürkekçe . skittishness i. ürkeklik.

skittles

i., çoğ. dokuz kuka oyunu. Life is not all beer and skittles Hayat hep eğlenceden ibaret değildir.

skive

f. ince tabakalar halinde yarmak (kösele).

skiver

i. bir cins ince kösele; köseleyi tabaka tabaka kesmeye mahsus bıçak; köseleyi böyle kesen kimse.

skivvy

i., A.B.D., (argo) erkek fanilası.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL