NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. (sang, sung) i. şarkı söylemek, terennüm etmek; çağlamak; ıslık gibi ses çıkarmak, uğuldamak (rüzgar); çınlamak (kulak); şiir okumak; ötmek, şakımak; (argo). suçu açığa vurmak; i., k.dili. şarkı söyleme; terennüm, özellikle birçok kimsenin bir arada şarkı söylemesi; kurşun vızıltısı. sing ones praises birini hararetle methetmek. sing out bağırmak, seslenmek. singable s. şarkı gibi söylenebilir, terennüm edilebilir.
i. Singapur.
f. (singeing) i. azıcık yakmak, ütülemek, alazlamak, hafifçe yakmak; i. hafif yanık.
i. şarkı söyleyen kimse, şarkıcı; muganni, hanende; ozan, şair, aşık; ötücü kuş.
s., i. Seylan'a ait; i. Seylanlı; Seylan dili.
s., i. tek, bir, yalnız, ayrı, münferit; bekar, evlenmemiş; özel, hususi, tek kişilik; iki tarafta yalnız birer rakip bulunan (oyun); sağlam; sade, basit, saf; bir kat, yalın kat; çiçekleri yalın kat olan; i. bir, tek; gen. çoğ. teniste tekler, single; golfta iki oyuncu ile oynanan oyun; beysbolda vurucuyu birinci kaleye ulaştıran vuruş; krikette bir sayı kazandıran vuruş; tek kişilik oda. single barrel tek namlulu (tüfek) . single entry tic. basit defter tutma. usulü, ana deftere bir kere kaydetme; bir kerelik giriş. single file birbiri arkasına dizilen sıra; tek sıra. single tax tic. tek dereceli vergi. singletrack s. tek hatlı, tek yönlü; tek açıdan değerlendiren.
f., gen. out ile seçmek, ayırmak; birer birer almak; beysbol. vurucuyu birinci kaleye ulaştıran vuruşu vurmak.
s. tek yönde çalışan.
s. tek sıra düğmeli (ceket).
s. tek kişi ile işletilen; tek el ile çalışan.
s. temiz kalpli, sadık.
s. tek amaçlı; sade; samimi; hilesiz.
i. birlik, yalnızlık; bekarlık; samimiyet, dürüstlük, sadakat.
i. eskrim değneği; değneklerle oynanılan eskrim; kısa kalın sopa.
i., iskambil bazı oyunların başlangıcında oyuncunun elinde bulunan bir renkten tek kağıt; tek bir şey.
z. yalnız, tek başına.
i., s. aynı tempoda ve cansız bir makamla okuma; s. aynı tempoda ve cansız.
s., i. yalnız, tek, ayrı, münferit; eşsiz, müstesna; gram. tekil, müfret; bambaşka, görülmemiş, tuhaf, garip; i., gram. tekil kelime; tek şey .singularity i. tuhaflık, garabet; özellik, hususiyet, dikkati çeken şey. singularly z. müstesna olarak, fevkalade bir şekilde.
f. özelliğini belirtmek.
Alışveriş Sepetiniz