NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i)., (f). (shod, shoeing) ayakkabı, kundura, pabuç; nal; lenger pabucu; tekerlek pabucu; otomobilin dış lastiği; frenin tekerleğe bastığı yer; (f). ayakkabı giydirmek; nallamak, nal çakmak; altına pabuç gibi şey koymak. shoe button ayakkabı düğmesi shoe leather kunduralık kösele. be in another's shoes başkasının yerinde olmak. where the shoe pinches insanın dertli olduğu husus, hassas nokta; asıl dert. shoe'less (s). yalınayak.
(i). kundura boyacısı.
(i). çekecek, kerata.
(i). ayakkabı bağı.
(i). kunduracı.
(I). ayakkabı bağı. on a shoestring az parayla.
(i). ayakkabı kalıbı.
Alışveriş Sepetiniz