NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

she ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: she
Bulunan Sonuç: 70

she

(zam.), (i.), (s.), dişil o; (i.) kadın, dişi; (s.) dişi. she bear dişi ayı.

she'd

(kıs.) she had, she would.

she'll

(kıs.) she will.

she's

(kıs.) she is, she has.

shea

(i.) Batı Afrika'da yetişen ve tohumundan yağ çıkarılan bir ağaç. shea butter bu ağacın tohumundan çıkarılan yağ.

sheaf

(i.) (çoğ. sheaves) (f.) bağlam, demet, deste; (f.) demetlemek.

shear

(f.) (sheared veya shorn) (i.) makasla kesmek; kırpmak, kırkmak; biçmek; kesip koparmak; mahrum etmek; (i.) makaslama, biçme. shear stress makaslama gerilmesi.

shearling

(i.) ikinci kez kırkılan yapağı; yapağısı ilk kez kırkılan koyun.

shears

(i.), (çoğ.) makas; makarayı tutan vincin iki kolu.

shearwater

(i.) yelkovan, (zool.) Puffinus puffinus.

sheatfish

(i.) atbalığı, (zool.) Siluris glanis.

sheath

(i.) kılıf, kın; (biyol.) mahfaza, zarf; düz ve dar elbise. sheath knife kınlı büyük bıçak, kama.

sheathe

(f.) kınına veya kılıfına koymak, kın tedarik etmek; içine doğru çekmek; bakır levha ile kaplamak (gemi teknesi). sheathe the sword kılıcı kınına sokmak, barış yapmak.

sheathing

(i.) kılıfına sokma; kılıf; kaplama; kaplamalık malzeme.

sheave

(i.), (mak.) makara dili, makara içinde kenarı oluklu çark; disk.

sheave

(f.) demetlemek.

sheaves

(bak.) sheaf.

shebang

(i.), ABD, argo şey, mesele. the whole shebang hepsi, tümü, bütünü.

shebeen

(i.), (İrl.) izinsiz içki satan yer.

shed

(f.) (shed, shedding) dökmek, akıtmak, saçmak, dağıtmak; içine geçirmemek (su); atlatmak. shed blood kan dökmek. shed tears ağlamak, gözyaşı dökmek.

shed

(i.) sundurma; baraka; hangar; argaç aralığı; döküntü.

shedder

(i.) döken kimse veya hayvan.

shedevil

(i.) şirret kadın; dişi şeytan.

sheen

(i.), (s.), (f.) pırıltı, parlaklık, revnak; parlak giysi; (s.) parlayan; (f.) parlamak. sheen'y (s.) parlak.

sheep

(i.), tek veya (çoğ.) koyun; bön kimse; koyun derisi. sheep dog çoban köpeği. sheep's eyes ürkek fakat arzulu bakış. sheep ranch, sheep run Avustralya, sheepwalk (i.), (İng.) koyun çiftliği.

sheepherder

(i.) koyun çobanı.

sheepish

(s.) koyun gibi; utangaç, sıkılgan, mahcup; şaşkın, sersem. sheepishly (z.) utanarak, mahcubane. sheepishness (i.) mahcubiyet, sıkılganlık.

sheepshank

(i.) margarita bağı.

sheepshead

(i.) dişleri koyun dişine benzer birkaç deniz balığından biri.

sheepshearing

(i.) kırkım. sheepshearer (i.) koyun kırkıcısı.

sheepskin

(i.) pösteki, koyun postu; üniversite diploması.

sheer

(f.), (i.), (den.) rotayı şaşırmak, sapmak, yolundan ayrılmak; (i.), (den.) borda veya güverte kavsi, tek demirde geminin yatma vaziyeti; yoldan sapma. sheer off (den.) sapmak, yön değiştirmek, alargaya çıkmak.

sheer

(s.), (z.) çok ince ve şeffaf (kumaş); halis, saf, sırf; dimdik; (z.) tamamıyle, büsbütün; dimdik olarak. sheer determination sırf irade. sheer drop diklemesine inen yamaç. sheer folly tam delilik. sheer nonsense bütün bütün saçma.

sheet

(i.), (f.) çarşaf; levha; tabaka, yaprak; gazete; (den.) iskota halatı, yelken iskotası; (den.), (çoğ.) sandalın iki ucundaki boş kısımlar; (f.), (den.) yelkenin iskotasını çekmek veya takmak. sheet anchor (den.) ocaklık demiri; büyük kurtuluş ümidi. sheet iron saç. sheet lightning her tarafa ışık saçan ve gürültüsü duyulmayan şimşek. sheet music ciltlenmemiş notalar. three sheets in the wind argo kör kütük sarhoş, fitil gibi.

sheeting

(i.) çarşaflık bez.

sheikh

(i.) şeyh, kabile reisi. sheikdom (i.) şeyhlik.

shekel

(i.) miskal, ibranilerde bir ağırlık birimi; altın veya gümüş sikke; (çoğ.), argo para, servet.

shekinah

(i.) Allahın tecellisi.

sheldrake

(i.) hanımördeği, suna, kuşaklı ördek, (zool.) Tadorna tadorna; testeregagalı ördek, (zool.) Mergus merganser.

shelf

(i.) (çoğ. shelves) raf; (coğr.) şelf; denizde sığlık; (mad.) kaya tabakası. on the shelf yedeğe çekilmiş, rafa kaldırılmış. shelf'y (s.) raflarla dolu; sığlık.

shell

(i.) kabuk; baga; istiridye kabuğu; bina iskeleti; ince uzun yarış sandall, kik; mermi kovanı; açık bej rengi. shell game aldatıcı üç kabuk oyunu; üçkâğıtçılık. shell hole merminin patlama sonucu toprakta açtığı çukur. shell ice altından su çekilmiş olan buz tabakası. shell shock (tıb.) savaştan ileri gelen ruhsal çöküntü. sea shell deniz kabuğu. She retired into her shell. Kabuğuna çekildi.

shell

(f.) kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak, koçanından ayıklamak (mısır tanelerini), buğdayı başağından ayırmak; bombardıman etmek, gülle yağdırmak. shell out argo (para) vermek.

shellac

(i.), (f.) gomalaka; (f.) gomalaka ile cilâlamak veya kaplamak; argo dövmek, yenmek.

shellacking

(i.), ABD, argo gailibiyet, üstün gelme, hakkından gelme.

shellbark

(i.) kabuğu çok sert bir cins ceviz ağacı.

shellfire

(i.) mermi ateşi.

shellfish

(i.) kabuklu hayvan; kabuklular, (zool.) Mollusca.

shellproof

(s.) kurşun işlemez.

shelter

(i.), (f.) sığınak, barınak, korunak, melce; sığınma, emniyette bulunma; muhafazalı yer, siper; muhafaza, koruma, korunma; koruyan kimse; (f.) korumak; sığınmak. shelterless (s.) açık, korunmasız, barınılmaz, muhafazasız.

shelty, sheltie

(i.), (İskoç.), (bak.) Shetland pony.

shelve

(f.) meyletmek, şevli olmak.

shelve

(f.) içine raflar yapmak; rafa koymak; tehir etmek, bir kenara atmak, rafa kaldırmak; emekliye ayırmak.

shelving

(i.) raflar; rafa kaldırıp unutma; tehir etme; raf malzemesi.

shenanigans

(i.), (k.dili) kurnazlık, açıkgözlük; (k.dili) maskaralık, saçmalık.

sheol

(i.) ölüler diyarı; cehennem.

shepherd

(i.), (f.) çoban; önder, kılavuz; (f.) çobanlık etmek, sürüyü gütmek. shep herd dog çoban köpeği. shepherdess (i.) kadın çoban.

shepherd'spurse

(i.) çoban çantası, (bot.) Capsella bursapastoris.

shepherdsneedle

(i.) çoban tarağı, (bot.) Scandix pectenveneris.

sheraton

(s.) on sekizinci yüzyılda Thomas Sheraton tarafından icat edilen zarif ve hafif mobilya stili ile ilgili.

sherbet

(i.), (İng.) şerbet; ABD meyvalı dondurma.

sherd

(bak.) shard.

sherif

(i.) şerif.

sheriff

(i.) kasabada polis şefi.

sherlock

(i.), argo detektif.

sherry

(i.) beyaz İspanyol şarabı.

shetland islands

Şetland adaları. Shetland pony midilli. Shetland wool Şetland yünü.

shew

(İng.), (bak.) show.

shewbread

(i.) mayasız ekmek, hamursuz.

shewolf

(i.) dişi kurt.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL