NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i.), (s.), (f.) taklit, yapmacık, yalan, hile; (s.) taklit, yalan, yapmacık; (f.) hile yapmak, yapmacık yapmak, taklit etmek. sham sleep yalandan uyumak, uyur görünmek.
(i.) şaman . Shamanism (i.) şamanizm.
(f.), (i.) ayaklarını sürüyerek yürümek; (i.) ayaklarını sürüyerek yürüme.
(i.) salhane, mezbaha; karışık ve harap yer. in a shambles altüst, karmakarışık.
(i.), (f.) utanç, ar, hayâ, hicap; ayıp, utanacak şey, rezalet, münasebetsiz şey, yakışık almayan şey; (f.) utandırmak, mahcup etmek; gölgede bırakmak. Shame on you! Ayıp! Utan ! Yazıklar olsun! For shame! Ayıp! It is a shame to laugh at her. Onunla alay etmek ayıptır. put to shame utandırmak, rezil etmek.
(s.) utangaç, mahcup, çekingen. shamefac'edly (z.) mahcup olarak.
(s.) ayıp, utanç verici, çirkin, yüzkarası. shamefully (z.) utanılacak şekilde; çirkince. shamefulness (i.) utandırıcı hal.
(s.) utanmaz, arsız, hayasız. shamelessly (z.) utanmadan, arsızca. shamelessness (i.) arsızlık, utanmazlık.
(bak.) chamois.
(f.), (i.) başı sabunlayıp yıkamak; (i.) başı ovalayıp yıkama, şampuanlama; şampuan.
(i.) yonca (İrlanda'nın ulusal sembolü).
(i.), ABD, argo polis; özel delektif.
Alışveriş Sepetiniz