NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(bak.) send.
(i.), (f.) cümle, tümce; (huk.) ilâm, karar, hüküm; (f.) mahkum etmek, hakkında hüküm vermek. complex sentence girişik cümle. compound sentence bileşik cümle. simple sentence yalın cümle.
(s.) anlam ifade eden, manalı, vecize kabilinden, anlamlı sözlerle dolu; tumturaklı, ağır (ifade, ibare). sententiously (z.) vecize kabilinden. sententiousness (i.) vecizeli oluş.
(i.) sezgililik; duygululuk; bilinçlilik; sezgi, sezi.
(s.), (i.) sezgili; duygulu, duygun; (i.) duygulu kimse; akıl. sentiently (z.) duyarak, hissederek.
(i.) his, duygu, seziş; his inceliği, aşırı hassasiyet; (gen.) (çoğ.) fikir, düşünce; mütalaa.
(s.) hissi, hislerin etkisiyle yapılan; hassas, duygusal, içli. sentimentalism (i.) aşırı duygusallık. sentimentalist (i.) hislerine fazla kapılan kimse. sentimentally (z.) hissi bir şekilde.
(i.) aşırı duygusallık.
(f.) aşırı hassasiyet göstermek.
(i.), (f.) nöbetçi, gözcü; (f.) gözetlemek, nöbet beklemek; nöbetçi koymak.
(i.) nöbetçi, nöbetçi asker. sentry box nöbetçi kulübesi.
Alışveriş Sepetiniz