NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

rep ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: rep
Bulunan Sonuç: 77

rep

i., (argo) şöhret, nam.

rep(p)

i. kabartma çizgili yün veya iplik veya karışık kumaş.

rep.

kıs. report, representative.

rep.

kıs. Republic, Republican.

repair

f. gitmek, çekilmek.

repair

f., i. tamir etmek, onarmak; zararını telafi etmek, tazmin etmek; i. tamir, onarma; tazmin; çoğ. tamirat, onarım; iyileştirme, şifa verme. repairman i. tamirci. repair ship tamirat gemisi. repair shop tamirci dükkânı. in good repair iyi halde, tamirli. in bad repair fena halde, tamirsiz.

reparable

s. tamiri mümkün.

reparation

i., eks. çoğ. tazminat, tamirat, onarım. reparative s. tamirat veya tazminat kabilinden.

repartee

i. hazırcevap sözlerle dolu konuşma.

repartition

i. bölme, bölüm; yeniden bölme.

repast

i. yemek, taam; öğün.

repatriate

f., i. tekrar memleketine iade etmek; kendi memleketinin vatandaşlığına tekrar girmek; i. tekrar memleketine iade olunan kimse. repatria'tion i. kendi memleketine iade, kendi vatanına dönme.

repay

f. (repaid) geri vermek, ödemek; karşılığını yapmak veya ödemek; karşılığını vermek. repayable s. geri dönmesi mümkün, karşılığı yapılır. repayment i. yeniden tediye.

repeal

f., i. kaldırmak (kanun), feshetmek, iptal etmek; i. fesih, iptal. repealable s. feshedilir, lağvı mümkün.

repeat

f., i. tekrarlamak, tekrar yapmak, tekrar etmek; tekrar söylemek, bir daha söylemek; ezberden söylemek; A.B.D. aynı seçimde birden fazla oy kullanmak; i. tekrarlama, tekerrür; müz. nakarat; nakarat işareti. repeating circle astr. oktant nevinden tam daire. repeating decimal mat. tekrarlanan kesir. repeating method aynı aletle birkaç açıyı birden ölçme usulü. repeating rifle mükerrer ateşli tüfek. repeating watch düğmesine basılınca çalarak saati belirten cep saati. repeatedly z. tekrar tekrar, mükerreren.

repeater

i. tekrarlayan şey veya kimse; düğmesine basılınca çalarak saati belirten cep saati; mükerrer ateşli silah; A.B.D. sabıkalı kimse, suçlu kimse, birkaç kere hapse girmiş kimse; elektromanyetik işaretleri otomatik olarak tekrar gönderen bir alet; A.B.D. aynı seçimde birden fazla oy kullanan veya buna teşebbüs eden kimse.

repel

f. defetmek, geriye atmak; püskürtmek; bağdaşmamak, uyuşmamak; reddetmek; nefret uyandırmak. repellent s., i. defedici, uzaklaştırıcı; i. haşaratlı defedici ilâç; bir çeşit sugeçmez kumaş.

repent

s., bot., zool. yerde yatan; zool. sürünen, sürüngen.

repent

f. pişman olmak, nadim olmak, tövbe etmek, istiğfar etmek. repentance i. pişmanlık, nedamet, tövbe. repentant s. pişman, nadim, tövbekar.

repeople

f. yeniden iskân ettirmek; türü azalmış canlıları türetmek.

repercussion

i. geri tepme, seğirdim; yansılama, akis. repercussive s. geri tepip aksetmekten ibaret.

repertoire

i. repertuvar.

repertory

i. hazırlanmış piyesler listesi; depo. repertory theater repertuvarındaki piyesleri, her biri birkaç hafta olmak üzere, oynayan tiyatro topluluğu.

repetend

i., mat. zincirleme kesrin tekrar edilen kısmı.

repetition

i. tekerrür, tekrar yapma veya söyleme; ezberden okuma veya okunma. repetitious s. tekrarlayan, mükerrer, özellikle gereksiz tekrarlar yapan. repetitive s. tekrarlamalı.

rephrase

f. başka bir şekilde ifade etmek.

repiace

f. tekrar yerine koymak, yerine geçmek; bir şeyin yerine başka şey koymak veya bulmak; iade etmek, ödemek. replacement i. yerine koyma; bir şeyin yerine geçen veya konulan şey; bir başkasının yerine geçen kimse.

repine

f. halinden şikâyet etmek, can sıkılmak, üzülmek.

replenish

f. tekrar doldurmak; tamamen doldurmak; türü azalmış canlıları türetmek. replenishment i. tekrar dolma veya doldurma; dolduran şey.

replete

s. dolu, tamamıyle dolmuş. repletion i. dolgunluk; tıb. kan dolgunluğu.

replevin

i., huk. gaspolunmuş eşyanın geri alınması için açılan dava; bu suretle geri alma emri; kefalet.

replevy

f. gaspolunmuş eşyayı kurtarmak. repleviable s. geri alınabilir, kurtarılabilir.

replica

i. ikinci nüsha, kopya, bilhassa eser sahibi tarafından yapılan kopya.

replicate

f. katlamak; kopya etmek; cevap vermek; türemek; hücre bölünmesiyle çoğalmak.

replicate , replicated

s. tersine katlanmış; katlanmış.

replication

i. savunanın cevabına davacı tarafından verilen cevap; aksiseda, yankı.

reply

f., i. cevap vermek; mukabele etmek; i. cevap, karşılık, mukabele.

report

f., i. söylemek, anlatmak, nakletmek; rapor vermek veya yazmak; resmen malumat vermek veya yazmak; haber yaymak; haber vermek, şikayet etmek; kendi hakkında malumat vermek; i. rivayet, şöhret, şayia, söylenti; rapor, takrir, malumat; top sesi, patlama sesi. report card A.B.D. öğrencinin not karnesi. reportable s. hakkında rapor veya malumat verilebilir. reportedly z. rivayete göre.

reporter

i. gazete muhabiri; muhbir.

reportorial

s. muhbirlik kabilinden; röportaj kabilinden.

repose

f., i. yatırmak; yatmak, dinlenmek, istirahat etmek; dayanmak, güvenmek; i. rahat, istirahat, dinlenme; emniyet, güven, sükun; ahenk. reposeful s. dinlendirici.

reposit

f. teslim etmek, bırakmak, depo etmek, yığmak. repository i. hazine, mahzen, ambar; sırdaş.

repp

i. verevine dokunmuş kumaş.

reprehend

f. azarlamak, serzeniş etmek, tekdir etmek, şiddetle eleştirmek, kabahatli bulmak, suçlamak.

reprehensible

s. tekdire layık, takbih edilir. reprehensibly z. tekdir edercesine.

reprehension

i. azar, paylama, serzeniş, tekdir.

reprehensive

s. tekdir kabilinden.

represent

f. göstermek, tasvir et mek, resmetmek; anlatmak, söylemek, ifade etmek; taslamak, gibi göstermek; temsil etmek, simgelemek; rolünü yapmak; tarif etmek, açıklamak; yerine geçmek; numunesi olmak. representable s. temsil edilir.

representation

i. temsil etme veya edilme; simgeleyen şey, resim, suret; temsil, tiyatro oyunu, piyes; rol; başkalarını temsil etme hakkı; ifade, takrir; önerme; milletvekili seçim sistemi; vekiller heyeti.

representative

s., i. bir grup veya sınıfı temsil eden, numune olan; vekâlet nev'inden; taklit ve benzeme kabilinden; i. vekil, başkasını temsil eden kimse; mümessil; milletvekili, mebus, saylav. representative arts resim veya heykeltıraşlık gibi temsili sanatlar. House of Representatives A.B.D. Temsilciler Meclisi.

repress

f. baskı altında tutmak, bastırmak; uzaklaştırmak, menetmek; tutmak. repressible s. bastırılır, menolunur.

repression

i. baskı altında tutma, bastırma, hapsetme, tutma, baskı; üzücü ve bastırılmış anı ve isteklerin bilinçdışına itilmesi.

repressive

s. bastırıcı, engelleyici; sıkıcı. repressively z. engelleyerek.

reprieve

f., i. (istenilmeyen bir şeyi) tehir etmek; sonraya bırakmak, tecil etmek; idam gibi cezayı tehir etmek; i. muvakkaten kurtarış; bir cezayı geçici olarak erteleme, cezanın tecili.

reprimand

i., f. azar, paylama, tekdir; f. azarlamak, tekdir etmek.

reprint

f., i. tekrar basmak; i. yeni baskı.

reprisal

i. misilleme, misli ile mukabele, aynen karşılığını yapma.

reprise

i., İng. kira gelirinden kanuni indirim ve ödemeler; müz. tekrarlama, nakarat.

reproach

f., i. iftira etmek, sitem etmek, serzeniş etmek; ayıplamak, kınamak, şerefsizlik veya leke getirmek; i. ayıp, ar, rezalet; ayıplama, kınama; azar, serzeniş, sitem; leke, yüz karası olan kimse. reproachable s. ayıplanır, serzenişe lâyık.

reproachful

s. sitem dolu; azarlama kabilinden. reproachfully z. sitemli olarak. reproachfulness i. sitemlilik.

reprobate

s., i., f. tövbesiz, günahkâr, sefil, melun; i. kötü yola sapmış kimse, ahlâkı bozuk kimse; f. ebedi ceza vermek (günahkâra); uygun görmemek, tensip etmemek; lânetlemek. reproba'tion i. lânetleme; tensip etmeme; melunluk.

reprocess

f. tekrar işlemek. reprocessed wool kullanılmamış fakat bir defa örülüp sökülerek tekrar örülmüş yün.

reproduce

f. kopya etmek, suret çıkarmak; tekrar meydana getirmek; yeniden hâsıl etmek; tekrar çıkarıp göstermek; biyol. doğurmak, yavrulamak, çoğalmak, üremek; aynını yetiştirmek, türetmek; tekrarlamak, yeniden temsil etmek; hatırlamak.

reproduction

i. üreme; tekrar hâsıl etme veya husule gelme; hayvan veya bitkilerin üremesi. reproductive s. yeniden hâsıl eden veya olan; zürriyet hâsıl etme kabilinden. reproductive organs üreme organları.

reproof

i. azar, tekdir, paylama, sitem.

reprove

f. azarlamak, tekdir etmek, paylamak, serzeniş etmek, sitem etmek.

reptile

i., s. sürüngen, yerde sürünen hayvan (yılan ve kertenkele gibi); alçak kimse; s. sürünen, yerde sürünen; sürüngenlere benzeyen veya onlarla ilgili; alçak, sefil, süfli. reptil'ian i., s. sürüngen.

republic

i. cumhuriyet; cumhuriyet hükümeti. republican s., i. cumhuriyete ait; i. cumhuriyetçi; b.h., A.B.D. Cumhuriyet Partisi üyesi. republicanism i. cumhuriyetçilik.

republish

f. tekrar neşretmek; tekrar yürürlüğe koymak (iptal edilmiş kanun veya vasiyetname).

repudiate

f. reddetmek, tanımamak; ödememek, kabul etmemek. repudia'tion i. reddetme, tanımayış.

repugnant

s. iğrenç, tiksindirici, çirkin; zıt, muhalif, karşıt. repugnance, repugnancy i. nefret, tiksinme, iğrenme; zıtlık, muhaliflik.

repulse

f., i. hücum edeni geri püskürtmek, defetmek, tardetmek, kovmak; i. hücumu bozguna uğratma, hezimet, kovma. repulsion i. ret, kabul etmeme; itme, geri itme; defetme, defolunma; fiz. iteleme.

repulsive

s. iğrenç, tiksindirici; soğuk, yavan; uzaklaştırıcı. repulsively z. iğrenç surette. repulsiveness i. iğrençlik.

reputable

s. itibara lâyık, muhterem, saygıdeğer.

reputation

i. ad, şöhret, ün, itibar, şeref.

repute

f., i. saymak, kabul etmek; i. ad, şan, şöhret, itibar.

reputed

s. namlı, şöhretli sayılan, farzolunan. reputedly z. rivayete göre.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL