NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(s.) okumuş, bilgili. well read çok okumuş, çok bilgili.
(f.) (read) (red) (i.) okumak, kıraat etmek; anlamak, yorumlamak, tefsir etmek; çıkarmak, mana vermek; göstermek, kaydetmek; (metinde) yazılı olmak; okuyup öğrenmek; okunmak; (i.), (k.dili) okuma; okuma süresi. read between the lines kapalı anlamını keşfetmek. read out üyeliğini kaldırmak. read over baştan başa okumak; tekrar okumak. read (someone) to sleep kitap okuyarak uyutmak.
(s.) okunaklı; okumaya değer, ilginç. readabil'ity (i.) okunaklılık; okumaya değer olma.
(i.) okuyucu, okur; yayımlanacak eserleri eleştiren kimse; düzeltmen; okuma kitabı; (İng.) okutman.
(i.), (s.) okuma; okunma; okunuş; edebi araştırma, çalışma; mana; okunacak metin; göstergenin kaydettiği öIçüm; metin; yorum; (s.) okumaya elverişli. reading desk kitap sehpası; kürsü. reading lamp masa lambası. reading room okuma salonu.
(f.) tekrar düzeltmek, yeniden düzenlemek, yeniden ayarlamak; yeniden alışmak.
(i.) yeni şartlara alışma; alıştırma; yeniden düzenleme.
(f.) tekrar (üyeliğe, öğrenciliğe) kabul etmek.
(s.), (i.), (f.) hazır, anık, amade; yetenekli, istekli; çabuk kavrayan; (i.) hazır olma; gezleme durumu; (f.) hazırlamak. ready money hazır para, nakit. a ready pen iyi yazı yazma kabiliyeti. make ready for (bir şey için) hazırlamak. readily (z.) seve seve, gönüllü olarak. readiness (i.) hazır olma; anıklık; gönüllülük.
(s.) hazır.
(s.), ABD sulandırılarak kullanılmaya hazır.
(i.), (s.) konfeksiyon.
Alışveriş Sepetiniz