ps ne demek Türkçe anlamı

kıs. Psalms.

i., f. mezmur; ilahi; çoğ, b.h. Kitabı Mukaddeste Mezmurlar kitabı; f. mezmurla sena etmek; makam ile okumak.

i. mezmur yazan.

i. mezmur okuma; mezmur koleksiyonu.

i. Mezmurlar kitabı; k.h. dini ayinde okunacak belirli mezmurlar.

i. (çoğ. -ria) zool. geviş getiren hayvanların üçüncü midesi, kırkbayır.

i., müz. santur.

i., jeol. kumtaşı.

i., jeol. parça halinde kaya.

i., çoğ. sahte veya taklit yazı, özellikle Kitabı Mukaddes yazarları tarafından yazıldığı iddia olunan fakat doğruluğuna inanılmayan yazılar.

s. sahte, yalancı, kalp.

(önek) sahte, yalancı.

s., bot. su bitkisi olmayıp sulak veya rutubetli yer- lerde biten.

i., bot. yalnız tohum tutan organlardan ibaret olmayan elma gibi meyva.

s. sahte klasik, klasik taslağı.

i. aldatıcı veya düzgün olmayan şekil; min. başka bir cismin dış niteliklerini taşıyan maden. pseu- domor'phic, -mor'phous s. sahte veya düzgün olmayan şekle ait.

i. takma ad, müstear isim. pseudonym'ity i. takma isimlilik.

i., zool. yalancı ayak (amiplerde).

( ünlem ) Öf!

i., tıb. saçları döken bir çeşit deri hastalığı; tıb. sindirim organlarında yaralar meydana getiren tropikal hastalık.

i., tıb. psitakoz denilen papağan hastallğı.

i., anat. belin iki kasından biri.

bak. psoriasis.

i., tıb. sedef hastalığı.

f., (argo), yıldırmak. psych out yılmak; yıldırmak. psych up heyecanlandırmak.

kıs. psychological, psychology.

i., psik. psikasteni, ruh argınlığı.

i. insan ruhu, tin; can; akıl.

s., i. anormal şuur durumları meydana getiren, duyguları zenginleştiren; rengarenk; i. duyguları zenginleştirmek için kullanılan uyuşturucu madde.

i., tıb. psikiyatri, ruh hekimliği. psychiatric s. psikiyatrik, ruh hekimliğine ait. psychi'atrist i. psikiyatr, ruh doktoru.

s., i. insan ruhuna ait, ruhi; zihni; uzaduyumla ilgili; akli melekelere ait; i. aşırı duyu sahibi kimse; ispritizmada medyum. psychically z. ruhen.

i. kafadan çatlak kimse.

(önek) akıl, ruh.

i. psikanaliz, ruh çözümleme.

f. psikanaliz yapmak, ruh çözümlemek. psycho. analyst i. psikanalist.

i. tedavi için hastanın sıkıntılarını canlı piyes şeklinde temsil etmesi.

i. zihin faaliyetini inceleyen bilim, psikodinami.

i. psikojenez, akıl gelişimi, zihni gelişim. psychogenet'ic s. psikojenezle ilgili.

s. ruhtan çıkan; ruhi etkilerle meydana gelen.

i. ruhu tetkik ve muayene.

i. zihnin doğrudan doğruya maddeyi etkileme gücü.

s. ruhi, ruha ait; ruhbilimsel, psikolojik. psy- chologic moment en uygun zaman, en olumlu an. psychologically z. psikolojik bakımdan.

i. ruhbilim, psikoloji. psychologist i. ruh bilgini, psikolog.

i. psikometri, ruh ölçümü; bir şeye dokunmak veya ona yakın olmakla o şey hakkında bilgi edinme.

i. (çoğ. -ses) psik. sinirce, nevroz.

i. ruh hastası, psikopat. psychopath'ic s. ruhi dengesi bozuk, psikopat.

i. akıl hastalıkları ilmi, psikopatoloji.

i. ruh hastalığı, psikopati; psikoterapi.

i. akıl ile beden arasındaki ilişkileri inceleyen ilim, psikofizik. psychophysicist i. psikofizik uzmanı.

i. (çoğ. -ses) psik. akıl hastalığı, psikoz.

s. akıl ile beden arasındaki ilişkiye ait.

i. ruhi tedavi, psikoterapi.

s., i. psikozlu (kimse).

i. nem ölçeği, çiylenme noktası ile bağıl nemi ölçen aygıt.