NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
kıs. pronoun, pronunciation.
f., biyol. elleri veya ön ayakları avuç içi veya tabanı yere doğru çevrilmiş vaziyette tutmak veya o vaziyete getirmek, içe dönmek veya döndürmek. prona'tion i. elleri bu vaziyete getirme. prona'tor i., anat. pronator.
s. yüzükoyun yatmış; başını ileriye doğru aşağı eğmiş; mütevazı; eğik; kabiliyetli, eğilimli, mütemayil. prone'ness i. temayül; eğilme; yüzükoyun yatma.
i., f. çatalın sivri uçlarından biri; sivri uçlu alet; sivri uç; boynuz çatalı; f. çatal ile delmek, çatal saplamak.
i. Güney Amerika'ya mahsus çatal boynuzlu bir geyik,zool. Antilocapra americana.
s., gram. zamir kabilinden, zamire ait. pronominally z., gram. zamire ait olarak.
i., adıl, zamir. demonstrative pronoun işaret zamiri. indefinite pronoun belirsizlik zamiri. interrogative pronoun soru zamiri. personal pronoun şahıs zamiri. possessive pronoun iyelik zamiri. reflexive pronoun dönüşlü zamir. relative pronoun ilgi zamiri.
f. telaffuz etmek, söylemek; beyan etmek, resmen bildirmek, kararı bildirmek; (nutuk) vermek. pronounce able s. telaffuzu mümkün. pronouncement i. resmen bildirme; bildiri.
s. belli, belirgin, bariz, aşikâr; kati, kesin. pronouncedly z. belirgin bir şekilde.
(zamir) hemen, derhal, çabuk. (Daha yayın olarak Amerikan İngilizcesinde kullanılır.)
i. hükümet beyannamesi.
i. telaffuz, söyleniş, söyleyiş.
Alışveriş Sepetiniz