NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., k.dili profesör.
kıs. professor.
i. hürmetsizce kullanma, kutsiyetini bozma.
f., s. bulaştırmak, pisletmek, kirletmek; hürmetsizce kullanmak: kötüye kullanmak, suiistimal etmek; s. kâfir, zındık; adi, bayağı; mukaddes olmayan, cismani, dini işlerden ayrı olan; küfür kabilinden. profanely z. hürmetsizce. profaneness i. kutsal olmayan şey; küfür.
i. sözle hürmetsizlik, ağız bozukluğu, küfür.
f. itiraf etmek, açıkça söylemek; iddia etmek, savlamak, taslamak; (inancını) ikrar etmek.
s. iddia edilen, savlanan; açıklanmış, alenen itiraf edilmiş; sözde.
z. iddiaya göre; sözde.
i. diploma gerektiren meslek; meslek, sanat, iş kolu; iddia; itiraf; söz; inancın açıklanması.
s., i. mesleğe ait, mesleki; ustalıklı; meslek sahibi olan; profesyonel; i. profesyonel kimse. profession- ally z. meslek bakımından, meslekçe, iş için; ustalıkla.
i. profesyonellik.
i. ordinaryüs profesör; sözlerle açıklayan veya iddia eden kimse. professorship i. ordinaryüs profesörlük; profesörlük.
s. profesöre ait. professorially z. profesörce.
f., i. arzetmek, teklif etmek, önermek; i. teklif, önerme.
i. ehliyet, maharet, beceriklilik, ustalık.
s., i. ehliyetli, mahir, usta; i. uzman, mütehassıs. proficiently z. maharetle, ustalıkla.
i., f. yüzün yandan görünüşü, profil; yüzün yandan çekilen resmi; kısa biyografi, karakter portresi; mim. bir binanın dikey görünüşünün mimari ay- rıntılarını gösteren şekil; grafik, çizge; f. profilini yapmak.
f. kâr getirmek, kazanç getirmek; kazanmak, istifade etmek; faydası olmak, işe yaramak.
i. kâr, kazanç; menfaat, fayda, yarar. profit motive kâr güdüsü. profit sharing kârı bölüştürme. profit and loss account kâr ve zarar hesabı. gross profit brüt kâr. net profit net kar. paper profits muhtemel kâr.
s. kârlı, kazançlı, faydalı. profitabil'ity i. kazançlılık, fayda. profitably z. kazançla, menfaatle, karlı olarak.
f., i. hal ve keyfiyetlerden yararlanarak haddinden fazla para kazanmak; i. vurguncu kimse, fırsatçı kimse. profiteer İng. i. vurgunculuk.
s. karsız; faydasız.
s., i. uçarı, haylaz; günahkâr; edepsiz; i. müsrif kimse, hovarda. profligacy i. ahlâksızlık; günahkârlık; utanmazlık; hovardalık. profligately z. hovardaca, haylazca.
s., i. çok derin; çok malumatlı; engin; çok büyük; i. derinlik, abis; derya, umman. profoundly z. de- rinden; esaslı olarak, tamamen. profoundness i. derinlik.
i. derinlik, şümul, genişlik.
s. çok, bol; müsrif; cömert; verimli. profusely z. bol bol. profuseness, profusion i. bolluk; müsriflik.
Alışveriş Sepetiniz