NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i. iğneleme, iğnelenme; sivri uçlu alet; diken; A.B.D., (argo) penis; diken batması gibi ağrı; iğne delmesi, diken batması; (eski) üvendire. prick of conscience vicdan azabı.
f. hafifçe delmek, iğne veya diken sokmak; mahmuzla dürtmek; vicdan azabı vermek; batma acısı duymak. prick out a pattern iğne batırarak el işi modeli yapmak. prick the bubble önemli sanılan birinin foyasını meydana çıkarmak; bir ümidi boşa çıkarmak. prick up one's (its) ears kulak kabartmak; (hayvan) kulaklarını dikmek.
i. dürten veya iğne gibi batan şey; diken.
i. iki yaşında erkek geyik; şamdan iğnesi.
i., f. karıncalanma; diken, sivri uç; f. hafifçe batırmak, diken sokmak; iğnelenmek, karıncalanmak.
s. dikenli; karıncalanan, iğne gibi batan. prickly ash dikenli dişbudağa benzeyen bir ağaç, bot. Xanthoxylum americanum, prickly heat isilik. prickly pear hintinciri, frenkinciri, firavuninciri, bot. Opuntia ficus india. prickliness i. dikenlilik; küseğenlik.
Alışveriş Sepetiniz