NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

present ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: present
Bulunan Sonuç: 13

present

i. hediye, bahşiş, armağan.

present

f. takdim etmek, sunmak, arz etmek; tanıştırmak; huzura çıkarmak; göstermek; bir memuriyet için ismini arz etmek; nişan almak (tüfek). present a person with a thing, present a thing to a person birisine bir şey sunmak. present an appearance görünmek; hazır bulunmak. present arms ask. silâhı önde tutarak selâm vaziyetinde durmak. present oneself meydana çıkmak, görünmek. present some difficulty güçlük çıkarmak.

present

i. şimdiki zaman; şimdiki durum; gram. hal kipi, şimdiki zaman kipi. at present şimdiki halde, şimdiki durumda. for the present şimdilik, şu anda.

present

s. şimdiki; hazır, mevcut; gram. şimdiki zamanı gösteren. in the present case bu durumda; gram. şimdiki zaman kipinde. the present writer bu yazıyı yazan, imza sahibi. the present worth of şimdiki değeri.

present-day

s. şimdiki, günümüzün.

presentable

s. takdim olunabilir, sunulabilir; düzgün görünüşlü.

presentation

i. sunma, takdim; gösterme; huzura çıkma; verilme, sunulma; tiyatro oyunu; psik. kavrama gücü; tıb. doğumda ceninin duruş şekli. presen- tation copy hediyelik nüsha.

presentative

s., psik. akıl ile kavranır; hemen kavrayan veya hisseden.

presentee

i. görev veya ödenek alan kimse.

presentiment

i. önsezi.

presentive

s. bir fikir veya kavramı akla getiren.

presently

z. birazdan; şimdi, şimdilik; (eski) veya leh. derhal, hemen.

presentment

i. sunma, takdim; göz önüne koyma, sergileme; betimleme, resim; huk. büyük jüri raporu; tic. senet gösterme.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL