NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
kıs. preface, prefix.
i. prefabrike yapı.
f. önceden hazırlamak, önceden imal etmek; bir binanın kurulmasını kolaylaştırmak için aksamını önceden hazırlamak.
i., f. önsöz, mukaddeme, başlangıç; f. önsöz ile başlamak; kitabın önsözünü yazmak; önsöz yerine geçmek.
s. önsöz niteliğindeki, mukaddeme kabilinden.
i. eski Roma'da vali, yüksek rütbede memur; baş memur, reis; Paris polis şefi; özel okullarda bazı sorumlulukları olan öğrenci.
i. bir vali veya yüksek rütbeli memurun sorumlu olduğu bölge, makam, hizmet süresi.
f. (-red,- ring) yeğlemek, tercih etmek; daha çok beğenmek; huk. daha ziyade hak vermek; sunmak, arzetmek, takdim etmek; (eski) terfi ettirmek. prefer charges davacı olmak. preferred stock tic. imtiyazlı hisse.
s. tercih olunur, daha iyi. preferably z. tercihen.
i. tercih; tercih hakkı veya yetkisi; rüçhan; tercih olunan herhangi bir şey; huk. tediye hususunda öncelik. give preference to tercih etmek have prefer ence over tercih hakkına sahip olmak. right of preference huk. rüçhan hakkı.
s. tercih hakkı olan; tercihli; tercih eden veya edilen. preferential tariff gümrükte rüçhanlı tarife, asgari tarife.
i. terfi, yükselme.
f. önceden canlandırmak; önceden düşünüp hayal etmek. prefigura' tion i. önceden canlandırma. prefigurative z. ilerde vaki olacak bir olayı temsil eden.
f. (kelime başına) önek koymak.
i. önek, kelimenin başına ilave olunan ek; bir ismin önüne konan unvan.
Alışveriş Sepetiniz