NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

post ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: post
Bulunan Sonuç: 41

post

i., f. kazık, destek; f. yapıştırmak (ilân); afişlerle ilan etmek; kusurlarını açığa vurmak; adını listeye koymak; den. (geminin) geciktiğini veya battığını ilan etmek.

post

i., f. memuriyet, mahal, bir memurun tayin edildiği yer, hizmet; ordugah, kışla, askeri menzil; kol, karakol, devriye; polis noktası; yabancıların kurdukları alış veriş yeri; A.B.D. savaşa katılmış kimselerin kurdukları dernek; f. koymak, yerleştirmek; vazifelendirmek.

post

i., f., z., İng. posta; ing posta servisi, posta kutusu, postane; atlı postacı, posta tatarı; atlı postacının at değiştirdiği yer, menzil; f., İng. postaya vermek, posta ile göndermek; bilgi vermek, bildirmek; hesapları yevmiye defterinden ana deftere nakletmek; posta atlarıyle seyahat etmek; süratle yolculuk etmek, acele gitmek; z. posta atlarıyle; süratle, çabuk olarak. post card kartpostal, posta kartı. post chaise posta arabası. post exchange A.B.D. ordu kooperatifi, Orko. post office postane, abbr PTT. post road posta yolu. a heavy post mektupla dolu posta. morning post sabah postası. by return post ilk posta ile, acele.

post-

(önek), Lat. sonra.

postage

i. posta ücreti. postage due eksik ödenmiş posta ücreti; taksalı. postage due stamp taksa pulu. postage meter posta metresi. postage stamp posta pulu.

postal

s. posta ile ilgili. postal clerk postane memuru. postal convention milletlerarası posta anlaşması. postal money order, postal order posta havalesi. postal savings bank posta idaresine bağlı banka, tasarruf sandığı. postal union milletlerarası posta birliği.

postdate

f. üzerine ileri bir tarih atmak.

postdiluvian

s., i. Tufandan sonra yaşayan (canlı).

poster

i. yafta, afiş; yaftacı, yafta yapıştıran kimse; menzillerden at alarak seyahat eden kimse.

posterestante

Fr. postrestant.

posterior

s., i. sonra gelen, sonraki; gerideki; anat. kıça yakın; i., çoğ. insan kıçı, kaba etler. posterior chamber anat. ardoda. posteriorly z. sonradan gelerek.

posterity

i. zürriyet; gelecek nesiller, halefler.

postern

i., s. arka kapı; yan kapı; ufak kapı; s. arkadaki; yandaki.

postexilic

s. Babil sürgününden sonraki Yahudi tarihi ile ilgili.

postfix

i., f. (sonek); f. kelime sonuna ek ilave etmek.

postfree

s. posta ücretine tabi olmayan; İng. posta ücreti ödenmiş.

postglacial

s., jeol. buzul devrinden sonra.

postgraduate

s., i. üniversiteden mezun olduktan sonraki tahsile ait; i. doktora talebesi, üniversiteden mezun talebe.

posthaste

s., z., i. büyük bir süratle, çok acele, ivedilikle; i. sürat.

posthumous

s. babasının ö1ümünden sonra doğmuş; yazarın ölümünden sonra yayınlanmış; bir kimsenin ölümünden sonra vaki olan. posthumously z. ölümden sonra (özellikle yazarın).

postiche

s., i. bitiminden sonra eklenmiş; suni, yapmacık; i. taklit, yapmacık.

postilion

i. soldaki beygire binerek araba ve özellikle posta arabasına sürücülük eden kimse.

postimpressionism

i.,güz. san. özellikle yirminci yüzyılın başlarında Fransız sanatkarlarınca rağbet gören ve kübizm ile fütürizmi içine alan resim ekolü.

postliminium

i. harp esirlerinin ve ganimet olarak alınmış malların harpten sonra evvelki yerlerine veya hukuki sahiplerine iadesi kanunu, postlimini. post liminiary, postliminious s. bu kanunla ilgili.

postlude

i., müz. kilise ayini sonunda özellikle orgla çalınan parça.

postman

i. postacı, posta müvezzii.

postmark

i. posta damgası.

postmeridian

s. öğleden sonraya ait.

postmistress

i. postane müdiresi.

postmortem

s., i öldükten sonra; i. otopsi.

postnatal

s. doğumdan sonra.

postpaid

s., z. posta ücreti ödenmiş (olarak).

postpone

f. ertelemek, tehir etmek, geri bırakmak; ikinci planda bırakmak. post ponement i. erteleme, tehir, geri bırakma.

postposition

i. sonrasına koyma veya konma; bir kelime sonuna ilave edilen kelime veya ek.

postprandial

s. yemek sonrası.

postrnaster

i. postane müdürü.

postscript

i. not, dipnot, hamiş, haşiye, derkenar; kıs. p.s.

postulant

i. talip olan kimse; bir şey üzerinde hak iddia eden kimse; namzet, özellikle papazlığa namzet kimse.

postulate

f. talep etmek, istemek, dilemek; ispatsız olarak ifade etmek, kaziye diye kabul etmek; var saymak.

postulate

i., fels. önerme, kaziye, ispatına lüzum görülmeden kabul edilen mesele; kabulü zaruri olan esas, her şeyden evvel lâzım olan şart.

posture

i., f. duruş, poz, vaziyet; hal, işlerin gidişi; zihni vaziyet, tefekkür hali; f. suni vaziyet vermek veya almak.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL