pop ne demek Türkçe anlamı

f. (-ped,-ping) pat diye ses çıkarmak; patlamak; çabucak sokuvermek; patlatmak (mısır); ateş etmek. pop in uğramak. pop off k.dili birden gitmek, ölüvermek. pop out ağızdan kaçmak; fırlamak. pop the question k.dili evlenme teklif etmek.

i. patlama sesi, tüfek sesi; gazoz.

i. hafif klasik veya popüler müzik konseri.

i., (argo) baba.

i. patlamış mısır, cin mısırı.

i., b.h. papa; Ortodoks papazı. pope's nose k.dili kuş kıçı, tavuğun gerisi. popedom i. papalık.

i., aşağ. papalık sistemi: Katolik kilisesinin usul ve ayinleri.

s. patlak gözlü.

i. oyuncak tüfek, mantarlı tüfek, patlangaç.

i. züppe kimse: papağan şeklinde ok hedefi.

s., aşağ. Katolik kiliselerine ait. zool. Lamna nasus

i. kavak bot. Populus. black poplar, Lombardy poplar kara kavak, bot. POpulus nigra. trembling poplar titrek kavak, bot Populus tremula. white poplar akçakavak, akkavak, bot. Populus alba.

i. poplin.

i. pek hafif yumurtalı ekmek.

i. patlangaç; mısır patlatmak için kullanılan kalbur.

i., İng. minyon kimse. poppet valve buharlı makinalarda kullanılan bir cins valf.

f, i dalgalanmak; çağlamak; i. dalgalanma; çağlama.

i gelincikgillerden herhangi bir bitki, bot. Papaver; afyon; kızıl renk. opium poppy haşhaş, bot. Papaver somniferum. corn poppy, field poppy, red poppy gelincik, bot. Papaver rhoeas. poppy seed haşhaş tohumu.

i., k.dili saçma.

i. haşhaş tohumu, haşhaş başı; mim. suslü başlık.

i. halk, avam.

s. herkes tarafından sevilen, popüler, revaçta olan;avama mahsus, halka ait; herkesçe anlaşılabilir; halkın kesesine elverişli, ucuz. popular election herkesin oyunu kullanabildiği seçim. popular front pol. faşizme ve gericiliğe karşı gelen ve gösterilerde bulunan solcu koalisyonu. popularity i. herkes tarafından sevilme, popüler olma, revaçta olma. popularly z. herkes tarafından sevilerek;halka hitap eder şekilde.

f. halkın rağbet edeceği şekle sokmak; halka hitap etmek; herkesin anlayacağı şekle sokmak. populari za'tion i. halkın benimseyeceği şekle sokma.

f. nüfuslandırmak, şeneltmek, meskun hale getirmek; bayındırlaştırmak.

i. nüfus, şenlik; ahali, sekene; iskân. exchange of populations ahali mubadelesi.

s. yoğun nüfuslu, meskun, ahalisi çok. populousness i. nüfus kalabalığı.