NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i. bitki, ot; fabrika, atelye; bir kurumun malı olan bina veya arazi; demir baş; teçhizat; (argo) hile oyun, tuzak; şakşakçı; seyircilerin arasında oturup rol ya- pan oyuncu; hikâyede sonradan etkisini gösteren belirsiz bir kısım. plant louse yaprak biti; bitkilere musallat olan bit., zool. Chermus sensitive plant kuseğen, küstümotu, bot. Mimosa pudica.
f. dikmek, ekmek; kurmak, tesis etmek; tohumlarını atmak (fikir); denize balık tohumu ekmek; bahçe yapmak; mevzilendirmek; iskân etmek, yerleştirmek; (argo) aşketmek, indirmek, yapıştırmak (tokat); yutturmak. plant oneself dikilmek. plant out fideleri saksı veya limonluktan çıkararak toprağa dikmek.
i. bir çeşit müz., bot. Musa paradisiaca; bunun pişirilerek yenen meyvası.
i. koru, fidanlık; büyük çiftlik, geniş tarla, ekim alanı; istiridye yatağı; ekim.
i. ekici, ziraatçı; tohum serpme makinası; büyük çiftlik sahibi; sömürge kurucusu .
s., i., zool. insan ve ayı gibi butun tabanına basarak yuruyen; i. tabanına ağırlık vererek yurüyen hayvan.
Alışveriş Sepetiniz