NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

pick ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: pick
Bulunan Sonuç: 15

pick

i. kazma; kürdan; mızrap; seçme hakkı veya fırsatı; elle toplanan meyva miktarı; ucu sivri bir şey ile, dürtme.

pick

f. seçmek; delmek, delik açmak; kazmak; yolmak, koparıp toplamak; çıkartmak; azar azar yemek; aşırmak, çalmak; anahtarsız açmak (kilit); gagalamak; müz. telli çalgıları parmaklarla çalmak. pick a fight kavga etmek. pick and choose istedigi gibi seçmek. pick at ile oynamak; iştahsızca yemek; A.B.D., k.dili dır dır etmek. pick off koparmak; birer birer vurup düşürmek (tabanca ile). pick on seçmek; k.dili durmadan kusur bulup azarlamak, dır dır etmek. pick one's way engelleri yenerek kendine yol açmak. pick out seçmek, ayırmak; müz. ağır ağır nota çıkarmaya çalısmak. pick over ayıklamak. pick to pieces çekiştirmek; çürütmek (sav). pick up kaldırmak, toplamak; devşirmek; rasgele bulmak; pratik olarak öğrenmek, kulaktan öğrenmek (dil); almak; toplanmak; k.dili iyileşmek; ilerlemek, gelişmek; hızlanmak. a bone to pick paylaşılacak koz.

pickaback

z. omuzda, sırtta.

pickaninny

i., asağ. zenci çocuk .

pickax

i. kazma.

pickedover

s. elde kalan, elenmiş.

picker

i. toplayıcı şey veya kimse; pamuk atma makinası; herhangi bir deliği temizlemeye mahsus alet.

pickerel

i. Kuzey Amerika'ya mahsus bir tür turnabalığı, zool. Esox lucius.

picket

i., f. kazık; ask. ileri karakol, posta; inzibat postası; grev gözcüsü; f. kazıklarla etrafını çevirmek, kazık dikerek çit yapmak; hayvanı iple kazığa bağlamak; nöbetçi veya karakol koymak; karakol vazifesini yapmak; grev gözcülüğü yapmak. pick et fence kazıklardan yapılmış çit. picket line grev gözcülerinin meydana getirdiği hat. picket rope hayvanı kazığa bağlayacak ip.

picking

i. toplama; toplanılan şey; çoğ. toplanılacak artıklar; aşırma; aşırılan şey. slim pickings k.dili kıtlık, darlık, imkânsızlık.

pickle

i., f. salatalık turşusu; salamura; k.dili sıkıntılı veya güç durum, varta: madeni eşyayı temizlemeye mahsus asitli karışım; ing., k.dili afacan çocuk; f. turşusunu kurmak, salamura yapmak; asitle temizlemek. pickled s. turşusu kurulmuş; rengi ağartılmış (tahta); (argo) sarhoş, slang turşu.

picklock

i. anahtarsız kilit açan kimse; hırsız; maymuncuk, tavşan anahtarı.

pickmeup

i., k.dili canlandırıcı içki.

pickpocket

i. yankesici.

pickup

i. hız alma, hızlanma; pikap kolu; radyoda mikrofon tertibatı; alıcı veya kaydedici cihaz; oto pikap; k.dili gelişme, ilerleme; oyunda top yere dokunduktan sonra tutma veya vurma; k.dili canlandırıcı şey; (argo), slang avlanacak keklik, kaldırma.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL