NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

ph ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: ph
Bulunan Sonuç: 185

ph

kim. pH

phaeton

i. fayton, payton, üstü açık atlı binek arabası. ,

phage

(sonek)

phago-

(önek) yiyici, yiyen, obur.

phagocyte

i., tıb. yutarhücre, fagosit. phagocyto'sis i. fagositlerin mikropları yok etmesi.

phalanger

i., zool. kuskusgillerden Avustralya'ya mahsus bir çeşit ufak keseli hayvan.

phalanges

çoğ., bak. phalanx.

phalanx

i. (çoğ. -es, phalanges) eski Yunanistan'da sık saflarla yürüyen mızraklı ve kalkanlı asker alayı; elbirliği ve azimle çalışan örgüt; anat. parmak kemiği.

phalarope

i. deniz çulluğuna benzer bir kuş, zool. Phalaropus lobatus.

phallic

s.erkeklik uzvuna ait.

phallism

i. penisle sembolize edilen doğanın verimliliğine tapınma.

phallus

i. bazı dinlerde erkek tenasül uzvunun timsali; biyol. erkeklik uzvu, kamış, penis; bızır; embriyonda cinsiyet yapısı.

phane

(sonek) benzer, görünüşünde.

phanero-

(önek) görünen.

phanerogam

i., bot. çiçekli bitkilerden her biri, fanerogam. phanerog'amous s. fanerogama ait.

phantasm

i. fantezi, hayal; kuruntu; hayalet, tayf.

phantasmagoria

i. rüyada olduğu gibi bir seri tutarsız hayal; bir projektörle duvara yansıtılan ve ani olarak büyüyüp küçülen şekiller; hayalet. .

phantasy

bak. fantasy.

phantom

i., s. aslı olmayan bir şeyin gorünmesi, hayal, aldanış; görümsü, hayalet, tayf; görünüş, şekil; s. hayalet gibi.

pharaoh

i. firavun.

pharaonic

s. firavunlara ait veya benzer.

pharisaic,-ical

s. Ferisilere ait; ikiyüzlü, mürai. Pharisaic Judaism. Musevi dini. pharisaically z. ikiyüzlülükle, mürailikle. Pharisaism i. Ferisilere mahsus tavır ve davranış; k.h. ikiyüzlülük, mü- railik.

pharisee

i. eski Musevilerde dini bir tarikata mensup kimse, Ferisi; k.dili kendini beğenmiş mürai kimse, ikiyüzlü kimse.

pharm

kıs. pharmaceutics, pharmacy.

pharmaceutic ,- ical

s. eczacılığa ait; ilâç kullanımına ait. phar- maceutic chemistry farmasotik kimya. pharmaceutically z. eczacılık usullerine göre. pharmaceutics i. eczacılık.

pharmacist

i. eczacı.

pharmacology

i. farmakoloji, eczacılık ilmi. pharmacologist i. farmakolog, eczacılık uzmanı.

pharmacopoeia

i. ilâçların bileşimini ve hazırlanma usullerini anlatan kitap; bir eczanede bulunan ilâçların toplamı.

pharmacy

i. eczacılık; eczane.

pharos

i. fener, fener kulesi; b.h. İskenderiye'ye yakın Faros adasında eski zamanlarda bulunan fener kulesi.

pharyngeal

s., anat. gırtlağa ait.

pharyngitis

i., tıb. farenjit, gırtlak iltihabı.

pharyngoscope

i. gırtlak muayenesine mahsus alet.

pharyngotomy

i., tıb. gırtlağı yarma ameliyatı.

pharynx

i., anat. farinks, yutak.

phase

i., f. safha, görünüş; astr. ay veya diğer bir gezegenin değişik görünümlerinden her biri, faz; fiz., zool., kim. faz, safha; f., A.B.D. herhangi bir şeyi safhaları ile hazırlamak veya sunmak. phase down yavaş yavaş azaltmak. phase in yavaş yavaş kullanmaya başlamak. phase out safha safha bitirmek. phase meter iki ayrı elektrik akımı arasındaki faz farkını olçmeye mahsus alet.

phd

kıs. Doctor of Philosophy doktorluk payesi.

pheasant

i. sülün, zool. Phasianus colchicus. peacock pheasant yaban tavusu, zool. Polyplectron napoleonis.

phenix

bak. phoenix

phenobarbital

i., kim. uykusuzluk ve asabiyet hallerinde kullanılan bir uyku ilâcı.

phenol

i., kim. fenol.

phenology

i., biyol. kuşların göçmesi ve ağaçların tomurcuklanması gibi olaylar üzerindeki iklimsel etkilerden bahseden bilim dalı.

phenomenal

s. doğal olaylarla ilgili veya bu olaylar kabilinden; olağanüstü, harikulade, hayret verici. phenomenalism i., fels. olaycılık phenomenally z. harikulade bir şekilde.

phenomenology

i. doğal olayları inceleme ilmi.

phenomenon

i. (çoğ.- na) görüngü ve olay, fenomen; olağanüstü şey, harika.

phew

(ünlem) Of ! (sabırsızlık veya tiksinme belirtir)

phial

bak. vial.

philander

f. kur yapmak, flört etmek, kadın peşinde koşmak. philanderer i. kur yapan adam, kadın peşinden koşan adam.

philanthropic , -ical

s. hemcinsine karşı şefkat gösteren, iyiliksever; insan sevgisine ait. philanthropically z. hayırseverlikle, hayır işleri için.

philanthropist

i. hemcinsine şefkat gösteren kimse, hayır sahibi; insanları seven kimse.

philanthropy

i. insanseverlik, hayırseverlik.

philately

i. pul koleksiyonculuğu, posta pullarını toplama merakı. philatelist i. pul meraklısı.

phile

(sonek) seven, meraklısı, destekleyen: bibliophile kitap seven kimse.

philharmonic

s. filarmonik, müzik seven. philharmonic orchestra filarmoni orkestrası.

philippic

i. bir kimseyi tenkit niteliğinde olan sert nutuk.

philippineislands

Filipin Adaları.

philippopolis

i. Filibe'nin eski ismi.

philistine

i., s. Filistinli; estetik anlayış ve zevkten yoksun kimse; s. Filistinlilere ait; kültürsüz, inceliği olmayan.

phillipsscrew

mak. başı x şek linde oluklu vida. Phillips screwdriver yıldız tornavida.

philological

s. filoloji ile ilgili.

philology

i. filoloji; dilbilim; klasik ilim. philologist i. dil bilgini, filoloji uzmanı, dilci.

philomel

i., (siir) bülbül.

philomela

i., mit. düşmandan kurtulsun diye bülbül şekline sokulmuş bir prenses.

philopena

i. içi çift çıkan yemiş üzerine oynanan bir çeşit lâdes oyunu; lades oyununu kazanana verilen hediye.

philoprogenitiveness

i. çocuk sevgisi.

philosopher

i. filozof; hayatını felsefe ve mantık üzerine düzenleyen kimse; güçlükler karşısında filozof gibi kendine hâkim olabilen kimse. philosopher's stone. simyada iksir, başka madenleri altına çevir diği farzolunan tılsımlı taş.

philosophic ,-ical

s. felsefeye ait; felsefi, filozofça; akıllıca, sakin, düşünceli. philosophically z. filozofça, düşünerek. take (it) philosophically umursamamak.

philosophize

f. filozofça konuşmak veya düşünmek; felsefeyle meşgul olmak.

philosophy

i. felsefe; pratik zekâ; ağır başlılık. moral philosophy ahlâk ilmi. natural philosophy eski biyoloji, tabiat bilgisi.

philter , philtre

i., f. aşk iksiri, karşısındakinde aşk uyandırmak gayesiyle içirilen tılsımlı içki; f. aşk iksiri içirmek.

phlebitis

i., tıb. filebit, flebit.

phlebotomy

i., tıb. damardan kan alma. phlebotomist i. kan alma mutehassısı. phlebotomize f. kan almak.

phlegm

i. balgam; soğukkanlılık; kayıtsızlık, kaygısızlık.

phlegmatic ,- ical

s. soğukkanlı, ağır tabiatlı, sakin, kendine hâkim. phlegmatically z. soğukkanlılıkla.

phloem

i., bot. damar dokularının kalburlu borular kısmı.

phlogiston

i. simyacıların yanma olayının esası olarak kabul ettikleri uçucu madde. phlogistic s. bu madde ile ilgili.

phlox

i. Kuzey Amerika'da bahçelerde yetişen bir çiçek. bot. Phlox.

phobia

(sonek) aşırı derecede korku veya nefret.

phobia

i. fobi, fobya, korku, belli bir şey veya duruma karşı duyulan aşırı korku.

phoebe

i. bir çeşit sinekyutan, zool. Sayornis phoebe.

phoebus

i., mit. güneş tanrısı Apollo; ( şiir )güneş.

phoenicia

i., tar. Fenike. Phoenician s., i. Fenikeli, Fenike'ye ait; i. Fenike dili; Fenikeli kimse.

phoenix

i. anka, ölümsüzlük sembolü olarak kabul edilen ve Arabistan çöllerinde yaşadığı farzedilen çok güzel bir kuş.

phon.

kıs. phonetics

phonate

f. seslendirmek. phona'tion i. seslenim.

phone

i., dilb. ses.

phone

i., f., k.dili telefon; f. telefon etmek.

phoneme

i. fonem.

phonemics

i. fonem bilimi; fonem sistemi.

phonetic

s. fonetik, sesçik. phonetic alphabet fonetik alfabe. phonetic spelling fonetik imlâ. phonetically z. fonetik olarak. phonetics i. sesbilim, fonetik.

phonic

s. sese ait, sesli. phonics i. okuma öğretirken kullanılan fonetik kuralları; akustik ilmi.

phonogram

i. fonogram, bir hece veya sesi gösteren işaret.

phonograph

i. pikap, fonograf. phonograph'ic s. fonografa ait veya fonograf ile yapılan. phonograph'ically z. fonografik olarak.

phonography

i. steno: pikap yapımı.

phonology

i. fonoloji.

phonoscope

i. ses dalgalarını gözle görülen şekiller halinde kaydeden alet.

phony

s., i., A.B.D., (argo) sahte, düzme, kalp; i. sahte şey; kendine sahte sıfat veren kimse.

phosphate

i., kim. fosforik asit tuzu, fosfat; fosfatlı suni gübre; asit fosforikle yapılan şurup.

phosphene

i., fizyol. kapalı göze tazyik sonucunda meydana gelen ışıklı hayal.

phosphine

i., kim. hidrojen ile fosfor kanşımından meydana gelen sarmısak kokulu ve çok zehirli bir bileşim.

phosphor

i. fosforlu madde.

phosphoresce

f. karanlıkta fosfor gibi ışıldamak. phosphorescence i. ısı vermeden fosfor gibi karanlıkta ışıldama. phosphorescent s. fosfor gibi ışıldayan.

phosphorous

s., kim. fosforlu.

phosphorus

i. fosfor.

phot.

kıs. photograph, photography.

photo

i., k.dili fotoğraf. photo finish fotofiniş,

photobiotic

s. yalnız ışıkta yaşayan.

photocell

i. fotosel.

photochemical

s.ışığın kimyasal etkilerine ait.

photochemistry

i. fotokimya.

photocomposer

i., matb. filim ile dizme aleti.

photocomposition

i., matb. ışık dalgalarının tesiri ile fazla elektrik akımı geçirme özelliği.

photocopy

i. ışık ile kopya, fotokopi. photocopier i. fotokopi makinası.

photodynamics

i. ışınların bitkilerin hareketi ile olan ilgisini tetkik eden ilim dalı.

photoelectric

s. ışınlar ile elektriğin ortak etkilerine veya birinin diğerini hasıl etme gücüne ait, fotoelektrik. photoelectric cell fotosel.

photoelectrotype

i. fotoğrafçılık işlemi ile yapılan klişe; bu klişeden çıkarılan resim.

photoengraving

i. fotoğraf vasıtasıyle klişe çıkarma işi; böyle bir klişeden yapılan resim.

photoflood

i. fazla ışık veren lamba.

photog.

kıs. photograph, photographic, photography.

photogenic

s., biyol. ışık husule getiren veya saçan; fotojenik, fotoğrafta güzel çıkan. photogenically z. fotojenik olarak.

photograph

i., f. fotoğraf; f. fotoğraf çekmek. color photograph renkli fotoğraf. instantaneous photograph. enstantane. photograph'ic s. fotoğrafla ilgili. photograph'ically z. fotoğrafla; fotoğrafta olduğu gibi.

photographer

i. fotoğrafçı.

photography

i. fotoğrafçılık.

photogravure

i. fotogravür, fotoğrafla klişe yapma işi; fotogravürle çıkarılan klişe.

photoheliograph

i. güneşin fotoğraflarını çekmeye mahsus teleskop.

photojournalism

i. gazetede çok fotoğraf kullanma.

photometer

i. ışıkölçer, fotometre. photometry i. ışınların kuvvetini ölçme; bununla uğraşan optik dalı.

photometrical

s. ışıkölçerle ilgili.

photomicrograph

i. mikroskop ile büyütülmüş şeylerin fotoğrafı.

photon

i., fiz. foton, ışık enerji birimi.

photooffset

i. foto ofset.

photophobia

i. ışıktan korkma, Işık fobisi.

photoplay

i. filme alınan sahne oyunu.

photoreceptor

i. ışığa hassas olan alıcı sinir.

photosensitive

s. ışığa hassas.

photosphere

i. fotosfer, ışıkküre.

photostat

i. fotostat, negatife lüzum kalmadan doğrudan doğruya fotoğraf çeken makina; böyle çekilen fotoğraf. photostat'ic s. fotostatik.

photosynthesis

i., biyokim. karbon özümlemesi, fotosentez.

phototaxis

i., biyol. organizmanın ışığa karşı hareketi.

phototelegraphy

i. telle resim gönderme usulü.

phototelescope

i. gökcisimlerinin fotoğrafını çekebilen teleskop.

phototherapy

i., tıb. ışın ledavisi.

phototransistor

i. aldığı ışına göre elektrik akımı ileten transistor.

phototropic

s. ışık tesiriyle yön değiştiren.

phototropism

i., biyol. ışıkgöçüm.

phototype

i. fotoğraftan yapılan klişe; böyle klişeden basılan resim.

phototypography

i. klişe kullanarak tipo dizgisine uygun yapılan herhangi bir baskı işlemi.

phrase

i., f. ibare; deyim, tabir; müz. cümle; seri halinde dans figürü; f. uygun cümle veya kelimelerle ifade etmek; müz. bir parçayı cümlelemek. phrase book hazır cümle kitabı. phrasemongeri. süslü cümleler kullanan kimse. prepositional phrase edat ile başlayan ibare.

phraseological

s. ifade tarzına ait.

phraseology

i. cümle tertibi usulü, ifade tarzı, şive; terim veya deyim.

phrasing

i. deyim kurma tarzı; müz. cümleleyiş.

phratry

i., sosyol. aşiret, boy, uruk.

phreatic

s. yeraltı suyu ile ilgili.

phrenetic

bak. frenetic.

phrenic

s. zihne ait; anat. diyaframa ait, frenik. phrenic muscle anat. diyafram kası.

phrenitis

i., tıb. beyin humması; menenjit; diyafram iltihabı.

phrenology

i. frenoloji.

phrygia

i.,tar. Frikya, Kütahya ve Afyonkarahisar yöresinin eski ismi. Phrygian s., i. Frikya'ya ait; i. Frikyalı; Frikya dili.

phthisic

i., s., tıb. verem; devamlı zayıflama; nefes darlığı, astım; s. veremli; astımlı.

phthisis

i., tıb. verem.

phycology

i. botaniğin deniz yosunlarını inceleyen dalı.

phylactery

i. Musevilikte Kitabı Mukaddes'ten kısa bir parça taşıyan deri kutu; muska, hamail, tılsım.

phyletic

s., biyol. filuma ait; ırka özgü.

phyllome

i., bot. yaprak veya yapraksı şey.

phyllopod

i., zool. yaprak ayaklı.

phyllotaxis , phyllotaxy

i., bot. yaprak dizilişi.

phylloxera

i. flokseride familyasından üzüm kütüklerini tahrip eden pek küçük bir böcek, bir çeşit fidan biti.

phylogeny

i., biyol. bitki veya hayvan tipinin gelişim tarihi.

phylum

i. (çoğ.- la) biyol. kol, filum.

phys.

kıs. physical, physician, physics.

physcist

i. fizikçi .

physic

i., f. (-ked,- king) tıp ilmi, hekimlik; dahilden verilen ilâç; mushil: f. dahili ilaç vermek; müshil içirmek; amel vermek.

physical

s. maddi, maddeye ait; cismani, bedensel; fiziksel, fiziki, tabiat ilmine ait .physical education bedeneitimi. physical examination sıhhi muayene. physical geography fiziki coğrafya. physical sciences tabii ilimler. a physical impossibility fiziksel imkânsızlık. physical therapy fizik tedavisi. physically z. bedenen, vücutça.

physician

i. doktor, hekim.

physics

i. fizik.

physiognomy

i. fizyonomi; dış görünüş. physiognom'ical s. simaya veya görünüşe ait.

physiography

i. doğayıtanımlama; fiziki coğrafya.

physiologic ,ical

s. fizyolojik, diriksel. physiologically z. fizyoloji kaidelerine göre, fizyolojik bakımdan.

physiology

i. fizyoloji. physiologist i. fizyolog.

physiotherapy

i. fizik tedavisi.

physique

i. bünye, vücut, beden yapısı.

phytogenesis

i. bitkilerin başlangıç ve gelişimi ile uğraşan ilim.

phytography

i. bitkileri tanımlama ve sınıflandırma.

phytology

i., (eski) botanik, bitkibilimi.

phytopathology

i. bitki patolojisi.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL