NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. askıda olmak, muallakta olmak (karar).
i. asılı şey; pandantif, boyuna takılan zincirin ucundaki sallantılı süs; sallantılı küpenin ucundaki süs; avize; saat mahfazasının halkası; eş veya benzer olan şey.
s. asılı, sarkık, sarkan, muallak; askıda olan, muallaktaki, karar verilmemiş; gram. tamamlanmamış (cümle) . pendency i. sarkıklık, asılı olma. pendently z. asılı halde.
f. huk. davası görülürken.
i., mim. bingi.
s., (edat) henüz bir karara bağlanmamış, askıda olan, muallakta olan; asılı, sarkan; (edat) esnasında, müddetince, vuku buluncaya kadar, beklerken.
i. (eski ingilterede) hükümdar veya başbuğ.
s. sarkan, asılı, sallanan; muallakta olan.
i. rakkas, sarkaç, saat rakkası; sürekli olarak değişen şey. compensation pendulum ısı değişmesinden etkilenmeden belirli bir uzunluğu koruyan rakkas. torsion pendulum yay ile hare ket eden daire şeklinde rakkas. pendulum of popularity kamuoyunun aksi yönlerde değişmesi.
Alışveriş Sepetiniz