past ne demek Türkçe anlamı

s., i., z., (edat) geçmiş, geçen, olmuş, sabık; i. geçmiş zaman, eski zaman; bir kimsenin geçmişi; fiilin geçmiş zaman kipi; z. geçecek şekilde; (edat) -den daha ötede veya öteye; ötesinde. past master mason locasının eski reisi; usta adam, mesleğini iyi bilen kimse. ten past three üçü on geçe. He is past hope ümitsiz durumda.

i. makarna.

i., f. kola; hamur; macun; lapa; çömlekçi çamuru; elmas taklidi cam; f. kola ile yapıştırmak; üstüne yapıştırmak; (argo) yumruk atmak.

i., s. mukavva; hamur tahtası; (argo) kartvizit, iskambil kâğıdı; s. mukavvadan yapılmış; dayanıksız.

i. pastel kalemi; pastel ile yapılmış resim; fantezi hikâye, zarif ve hayal mahsulü yazı; pastel renk.

i atın ayağına bukağı takılan yer, bukağılık.

i. özellikle kuduz hastalığını Pasteurun keşfettiği usule göre bir seri iğneyle tedavi.

i. pastorize etme.

f. pastörize etmek. pasteurizer i. pastörize makinası.

i. muhtelif eserleri taklit edip hicvederek yapılan müzik parçası veya resim.

i., tıb. pastil; bir çeşit şekerleme.

i. eğlence .

i. papaz. pastorate i. papazlık.

s., i. çobanlara ve kırlara ait: papazlığa ait; i. köy veya çobanların hayatını tasvir eden şiir veya resim, pastoral şiir ve resim.

i köy hayatım tasvir eden şarkl, parça veya piyes

i. sığır pastırması.

i. hamur işi, pasta. pastry cook hamur işi aşçısı.

i., f. çayır, otlak, mera; f. çayırda otlamak veya otlatmak. pasturage i. otlak. put out to pasture emekliye ayırmak.

i. etli börek.

s. hamur gibi, macun kıvamında; solgun. pastyfaced s. uçuk benizli.