NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

part ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: part
Bulunan Sonuç: 32

part

kıs. participle, particular.

part

i., z. parça, kısım, cüz; birbirine eşit olan kısımlardan her biri; uzuv; mat. fasıl; hisse, pay; rol; görev; müz. fasıl, parti, belirli bir salgı veya sese mahsus kısım; semt, taraf; saçların ayrıldığı yer; z. kısmen .part and parcel esas kısım. part müsic müz. birkaç ses veya çalgı için yazılmış parça. part owner hissedar. part singing birkaç sesle şarkı söyleme. part writing müz. kontrpuan. parts of speech sözbölükleri. aliquot part mat. tam bölen. a person of part kabiliyetli kimse, çok cepheli adam. component parts bir bütünü meydana getiren kısımlar. for my part bana kalırsa, benim fikrimce, bence. foreign parts dış ülkeler, yabancı memleketler. for the most part çoğunlukla, ekseriya, esas itibariyle. in part kısmen; bazı hususlarda. in good part tatlılıkla, gönül hoşluğuyle. in parts parça parça, kısım kısım. on the part of tarafından. play a part bir rolü oynamak. spare parts yedek parçalar. take part in katılmak, iştirak etmek. take the part of birinden yana çıkmak, bir kimsenin tarafını tutmak; rolünü almak. the greater part çoğunluk, ekseriyet. the outer part dış kısımlar. the privy parts edep yerleri.

part

f. kısımlara ayırmak, taksim etmek; ayırmak, bölme ile ayırmak; bölmek; ayrılmak; parçalanmak, taksim olunmak; ayrılıp gitmek, uzaklaşmak. part company birbirinden ayrılmak, ilişkisini kesmek. part from -den ayrılmak. part with bırakmak. Let us part friends Dost olarak ayrılalım Dost kalalım.

part time

s. günün bir kısmında olan veya yapılan, part taym: part time work, part time student.

partake

f. (took, taken) katılmak, iştirak etmek; hissedar olmak, paylaşmak .partake of iştirak etmek (yemeğe); çeşnisi olmak; mahiyetinde olmak.

parted

s. ayrılmış; bot. hemen hemen dibine kadar ayrılmış (yaprak) (eski) ölmüş.

parterre

i. muntazam tarhlara bölünmüş çiçek bahçesi; (tiyatro) parter.

parthenogenesis

i., biyol. kendiliğinden. üreme, cinsi munasebet olmadan vaki olan doğum, partenogenez.

parthenon

i. Partenon.

parthian

s., i. Partiya'ya veya Partlılara ait; i. Part'lı kimse, Part. Parthian shot Partların kaçarken attıklan ok gibi ayrılırken söylenen keskin söz.

partial

s. kısma ait, kısm?; kısmen etkili olan; cuzi, genel olmayan; taraf tutan, tarafgir; meyilli. partial eclipse astr. kısmen tutulma. partially z. kısmen; tarafgirlikle, bir tarafı tutarak.

partiality

i. bir tarafı tutma, tarafgirlik; tarafgirlikten ileri gelen haksızlık; yeğleme; özel sevgi.

particepscriminis

Lat., huk. suç ortağı.

participant

i. iştirakçi; s. paylaşan, katılan.

participant

i. s. katılan kimse.

participate

f. katılmak, iştirak etmek, hissedar olmak, ortak olmak, pay almak. participate with a person in a thing bir kimse ile bir şeye iştirak etmek. participa'tion i katılma, iştirak; ortaklık.

participle

i., gram. ortaç sıfat-fiil. present participle -en yapılı ortaç. part participle -miş yapılı ortaç. participial s. ortaç kabilinden.

particle

i. cüz, zerre, tanecik, atom; gram. edat, ek, takı.

particolored

s. rengârenk, alaca, iki veya daha fazla rengi olan.

particular

s., i. belirli, muayyen, özel, hususi, has, mahsus; her bir; zata mahsus, şahsi; dikkate lâyık; titiz, meraklı, dikkatli; ayrıntılı, teferruatlı, etraflı; huk. ferdi, mahalli, kısmi;i. madde, tafsilâtın bir maddesi, husus; çoğ. ayrıntılar, tafsilât. in particular özellikle, bilhassa. particular'ity i. hususiyet; husus; titizlik. particularly z. özellikle, bilhassa, hususi surette; ayrıntılı olarak.

particularism

i. bir kimsenin kendisini belirli fikir veya partiye adaması.

particularize

f. ayrı ayrı söylemek veya göz önünde bulundurmak; ayrıntıları ile anlatmak, isim zikretmek, şahıslar üzerinde durmak. particularization i. ayrı ayrı mütalaa etme; isim zikretme.

parting

i., s. ayrılma; veda etme; ayrılma yeri; ayıran sey, bölünme çizgisi; (eski) ölüm; s. ayrılırken yapılan; ayıran; bölen. partina shot bak. Parthian shot.

partisan , partizan

i., s. partizan, taraftar; ask. gerillacı, çeteci; s. partizanla ilgili. partisanship, partizanship i. partizanlık, taraftarlık.

partition

i., f. taksim; bölme, duvar, tahta perde; kısımlara ayırma veya ayrılma; huk. bir malın müşterek sahipleri arasında taksimi; kısım, parça; f. parça veya hisselere ayırmak; duvar ile bölmek.

partitive

s., i. kısımlara ayıran; gram. bir bütünün parçasını belirten (kelime).

partly

z. kısmen, kısmi, bir dereceye kadar.

partner

i., f. ortak, şerik, arkadaş; karı veya koca; eş; dans arkadaşı; f. ortak etmek veya olmak; ortağı gibi davranmak. partnership i. ortaklık, şirket.

partridge

i. keklik, zool. Perdi perdix; kekliğe benzer birkaç çeşit kuş. gray partridge sil, keklik, zool. Perdix perdix. redlegged partridge kına keklik, kızıl keklik, zool. Alectoris rufa. rock partridge kınalı keklik, kırmızı keklik, zool. Alectoris graeca. partridgeberry i. keklik üzümü, bot. Mitchella repens. partridge wood doğramacılıkta kullanılan çizgili ve çok sert bir seşit kereste.

parturient

s. doğurmak üzere olan; bir fikir veya plan meydana getirmek üzere olan.

parturition

i. doğurma, doğum.

party

i. parti, ziyafet, toplantı, eğlence; siyasal parti; kurum, cemiyet; ask. birlik; huk. taraf; kontratı akdeden taraflardan her biri; iştirakçi; k.dili şahıs. party line birkaç abonenin birden. bağlandığı telefon hattı; komşu mülkleri birbirinden ayıran hudut çizgisi; parti siyaseti. party wall huk. ortak duvar.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL