NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

para ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: para
Bulunan Sonuç: 57

para-

(önek) yakın; ötesinde; ikinci derecede; benzer.

parable

i. içinde hakikat payı olan kısa alegorik hikâye; ifade edilmek istenileni benzetme veya kıyas yoluyle anlatan söz veya konuşma; mesel.

parabola

i., geom. parabol.

parabolic. -ical

s. benzetme veya kıyas yoluyle ifade edilen; geom. parabolik. parabolically z. benzetme veya kıyas yoluyle ifade ederek.

paraboloid

i., geom. parabolit.

parachute

i., f. paraşüt; f. paraşütle atlamak; paraşütle indirmek. parachutist i., ask. paraşütçü.

paraclete

i. şefaatçi; yardıma çağrılan kimse. the Paraclete Ruhulkudüs.

parade

i. gösteri, numayiş, alay, tören, geçit resmi; ask. yoklama için askerlerin sıra ile geçmesi; geçit resmi yapılan meydan; gezinti yapılan yer. parade ground tören meydanı. parade rest askerlerin rahat vaziyetinde kalmaları. make a parade of gösteriş yapmak. on parade sergi halinde, açıkta.

parade

f. gösteriş yapmak; tören için askeri sıraya dizmek; saflar halinde geçirmek; gösteriş yapmak için dolaşmak; kibirle göstermek; gösteri yaparak sokakları dolaşmak; yoklama veya talim için toplanmak.

paradigm

i. örnek, numune; gram çekim listesi.

paradise

i. cennet, Aden, cennet bahçesi; cennet gibi yer. fool's paradise boş emeller üzerine kurulmuş mutluluk.

paradox

i. paradoks, mantığa aykırı görünen fakat hakikatte doğru olabilen düşünce; birbirini tutmaz sözler; birbirine aykırı söz ve davranışlar; karakterinde birbirine aykırı hususlar olan kimse. paradox'ical s mantığa aykırı görünen. paradox'ically z. birbirine zıt olarak, aykırı düşerek.

paraffin

i., f. mum, parafin; f. parafin tatbik etmek. paraffin i., paraffin oil ing. gazyağı.

paragon

i. mükemmel olduğu kabul edilen örnek, numune; matb. yirmi puntoluk harf, irice bir çeşit harf.

paragraph

i., f. paragraf, bent, fıkra; paragraf işareti; f. yazıyı paragraflara ayırmak; bir paragrafta ifade etmek. paragraph'ic (aI) s. fıkra kabilinden. pa ragraphist i. fıkra yazarı.

paraguay

i. Paraguay.

parakeet

i. bir çeşit ufak papağan, muhabbetkuşu.

paraleipsis

i., kon. san. bir hususu ihmal eder gibi görünerek dikkati özellikle o nokta üzerine çekme.

parallax

i., astr. paralaks. parallac'tic s. paralaks bakımından, paralaks ile ilgili.

parallel

s., i. paralel, muvazi, koşut; aynı, benzer; aynı amaç veya sonuca yönelen i. birbirine paralel doğru veya düzeyler; benzerlik; nazire; coğr. paralel; ask. cephe hendeği; elek. paralel bağlantı. parallel with, parallel to paralel olarak. parallel bars barfiks. draw a parallel mukayese etmek, karşılaştırmak, kıyaslamak.

parallel

f. paralel olarak koymak; kıyaslamak, mukayese etmek; benzer olmak, müşabih olmak.

parallelepiped

i., geom. altı yüzü paralelkenar olan cisim, paralelyüz.

parallelism

i. paralel oluş, paralellik, muvazilik; benzerlik.

parallelogram

i., geom. paralelkenar, paralelogram.

paralogism

i. mantığa aykırı düşünüş, yanlış ifade olunan muhakeme.

paralysis

i., tıb. felç, inme, nüzul.

paralytic

s., i. inmeli, felçli, kötürüm; i. felçli kimse.

paralyze , ing -ise

f. felce uğratmak; kuvvetini kırmak, sakatlamak, tesirsiz hale getirmek.

paramagnetic

s. mıknatıs tarafından çekilme hassası olan, mıknatısla çekilebilen, paramagnetik. paramag'netism i. paramagnetizm.

paramaribo

i. Paramaribo, Surinam'ın başkenti.

paramatta

i. pamuk ve yünden yapılmış ince elbiselik kumaş.

paramecium

i. (çoğ. -cia) zool. paramisyum.

parameter

i., mat. parametre.

paramilitary

s. askeri niteliği olan fakat orduya bağlı olmayan (kuruluş, örgüt).

paramnesia

i. tıb. paramnezi; psik. görmüşlük duygusu.

paramount

s. âlâ, fevkalade, üstün, faik: rütbece üstün olan.

paramour

i. aşık, sevgili, metres, gayri meşru karı ve koca.

paranoia

i., tıb. paranoya, delilik. paranoiac s., i., tıb. paranoya ile ilgili; i. paranoik hasta; evhamlı deli. par'anoid s. paranoya ile ilgili.

paranymph

i. sağdıç.

parapet

i. siper, istihkam siperi;dam kenarındaki alçak duvar korkuluk duvarı. parapeted s. korkuluk duvarı olan.

paraph

i. imzayı takip eden çizgi.

paraphernalia

i., çoğ. zata mahsus eşya; teçhizat; huk. evli kadının şahsi malları.

paraphrase

i., f. açıklama, şerh, tefsir, izah; başka kelimelerle izah etme; f. açıklamak, tefsir etmek, şerh ve izah etmek.

paraphrastic ,-tical

s. açıklayıcı, şerh kabilinden. paraphrastically z. açıklayarak, şerh mahiyetinde.

paraplegia

i., tıb. belden aşağısnın felce uğraması, yarım felç.

parapsychology

i. parapsikoloji, telepati gibi tabiatustü ruh kuvvetlerini inceleyen araştırma dalı.

parasang

i. fersah.

paraselene

i. ay halesinin içinde bazen görülen parlak nokta, yalancı ay.

parasite

i. asalak, parazit, tufeyli. parasitic(al) s. parazit, asalak. parasitically z. parazit olarak. parasit'icide i. parazitleri öldüren şey. parasitism i. parazitlik, asalaklık; tıb. vücutta parazitlerden ileri gelen hastalık. parasitol'ogy i. parazit ilmi.

parasol

i. güneş şemsiyesi, güneşlik.

parasympathetic

s. otonom sinir sistemine ait, parasempatik.

parasyphilis

i., tıb. frengi hastalığını takibeden marazi durum.

parataxis

i., gram aralarında bağlaç olmayan yan yana sıralanmış kelime veya cümle düzeni. paratactic s. aralarında bağlaç olmadan sıralama kabilinden, böyle sıralanmış.

parathyroid glands

paratiroid bezleri.

paratroops

i., çoğ., ask. paraşütçü kıtası. paratrooper i. paraşütçü asker.

paratyphoid

i. paratifo.

paravane

i. paravan, gemi pruvasının iki tarafına takılıp mayınlara karşı kullanılan torpil şeklinde cihaz.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL