NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. yavanlaşmak, tatsızlaşmak; zevkini kaybetmek, bıkmak; usandırmak, bıktırmak. It has palled on me Gına geldi Bıktım artık.
i. siyah çuha veya kadifeden tabut örtüsü; kasvetli hava.
i. Pallas Atene'nin Truva'nın güvenliğini sağlayan heykeli; her hangi bir güvenlik unsuru.
i., mit. tanrıça Atene'nin diğer ismi; astr. Merih ile Erendiz arasındaki asteroitlerden biri.
i. cenaze merasiminde tabutu taşıyan veya yanı sıra giden kimse.
i. ot şilte, ot minder.
i., mak. çömlekçi spatulası; ciltçilikte altın yaldızı yerleştirmeye mahsus yassı fırça, tezhip fırçası; mak. cep saati çarkını tanzim eden ufak parça; ressam paleti; istif rafı.
f. hafifletmek (hastalık, zorluk), teskin etmek, yatıştırmak; (kaba hat veya hakareti) mazur göstermek. palliation i. özür; hafifletme.
s., i. hafifletici; özür kabilinden; i. hafifletici şey.
s. solgun, benzi atmış, sararmış, silik.
i. solgunluk, beniz sarılığı.
Alışveriş Sepetiniz